Abede 5 – Aparatlar

İnsanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm” Albert Camus (1913-1960)

Çöl beni düşündürdü!….

Sonraları. Düşündüklerimi sorguladım. Sorduklarımı da araştırdım. Ve mesela karşıma “O” çıktı! O kim?.. O. 1990 lı yıllarda. NewYork da. Rockfeller vakfındaki bir toplantı için. Konuşmacı olarak çağırılır. Almanyada doğan. Okumaya merakı olan. Aşırı zeki biridir o… Gittiği her okulu birincilikle bitirmiş. Şimdilerde. 100 yaşına merdiven dayamış. Abedeli bir  diplomattır o. Ayrıca o. Her dönemde. Olağanüstü bir danışman olarak ülkesine hizmet eden. Ülkesine vatanına. Belkide birçok başkandan çok daha fazla yararlı olan. Bir politik bilimci ve politikacıdır. Kimdir bu abedeli derseniz……

Bu abedeli. Henry Alfred Kissenger… “Bu da nereden çıktı! Derseniz. Bundan bize ne?” diye sorarsanız eğer. Demeyin! Bu kişi. Ve onun söyledikleri. Tüm dünyayı. Tabii ki bizi de. Çok mu çok ilgilendiriyor! Hem de nasıl!..

Rockfeller vakfındaki o toplantıda. Henry Kissenger’a. Amerikanın nasıl olup da. Bu kadar güçlendiğini. Dünyaya egemen olabildiğini sorarlar. Kissinger; Biz Amerika olarak neden güçlüyüz biliyor musunuz? diye. Bir soru ile başlar sözlerine… Ve. Bizler Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini bulur ve çabucak etkisiz hâle getiririz…” diye cevaplar. Sonra. Bir an için susar düşünür. Ve  ardından. “ Ama ayrıca. Esas olandiye sürdürür sözlerini…  Şimdi İyisi mi, ben burada durayım. Devamını söylemeye dilim varmıyor. Yazmaya da. Parmaklarım gitmiyor. İnanmalı mıyım? Onu da bilemiyorum! En iyisi. Eğer çok merak ediyorsanız. Kissenger’ın. 1990 yılında. Rockfeller toplantısında söylediklerini bulup. Okuyun.. Ama şu kadarını söyleyeyim. O toplantıdaki konuşmasıyla. Kissenger. Abede’ nin esas güç kaynağı olan aparatları. Yani. Üçüncü küme. Abedegilleri tanımlıyor. Tam da onlara işaret ediyor.…

Özetleyelim artık. Abedegiller üç türdür. Aynı soydan gelenler. Uzaklarda çatılan karakollar. Ve işte. Heryerdeki aparatlar… Abedegiller. Yani abedeye ait olanlar.  Abedenin kullandıkları işte bunlar.

Bu giller üç farklı başlık altında kümelenseler de. Bazı ortak özelliklere sahiptirler. Mesela bu giller. Ne zaman bir araya gelseler. İnsanlık adına. Hep kötü şeyler olur. Gözler görmese de. Akıl bunu hep görür. Söyleyin şimdi! Siz bu gillerin. Bir araya gelip de. İnsanlara ve insanlığa. İyi birşeyler yaptıklarını gördünüz mü hiç? Sözde gördük evet. Özgürlük falan felan ama. Gerçekte yıkım talan… Kilometrelerce ötelere. Sanırsınız ki. Demokrasi götürmeye giderler. Duyarsınız ki.  İnsan Hakları falan felan derler. Ama sonra. Görürsünüz ki. Yıkar. Yıktırır. Geri dönerler. Üstüne üstlük. Anlarsınız ki. Yıktıklarını yapıyormuş gibi. Bir de oraya çökerler…. İşin özeti bu!

Bu gillerin ortak özelliklerinden biri de. Hatta bu özelliklerin başında. Abede çıkarlarına. Abede ideolojisine hizmet etmek gelir.  Zaten başka ne olacaktı ki! Hiçbiri. Hiç bir zaman. Bundan kaçınamaz. Tek yol. Abede’ye hizmettir. Abedeyi güçlü yapan da budur. Bu durum. Her zaman. Doğrudan farkedilemeyebilir. Hele ki. Üçüncü kümedeki aparatlar ülkesinde. Koyunlar diyarında. Olup bitenler. Binbir oyunlarla örtülür ve gizlenir. Tabii ki gün gelir. Gerçekler yüzünü aralar. Ama artık. Olan olmuştur!. Ve her durumda. Bu oyun sürer gider. Çünkü. Abedenin başa getirdiği. Eğer abedeye hizmet etmekte. Bir an bile tereddüt edecek olsa. Apartopar yerinden olup. Çöp kutusuna süprülüverir! 

Şu üçüncü küme giller yok mu! Evet onlar!. Kissenger’ ın söz ettiği o aparatlar. Eğer onlar olmasaydı. Abede’nin güçlenmesi. Abede’nin hakimiyeti. Hükümranlığı. Hiç de kolay olamazdı!

Üçüncü giller farklıdır. İlk iki gil. abede ile kader birliği yapıp. Devletler arasında. Bakın “devletler” diyorum! Kalıcı bir kader birliği oluştururken. Aparatlar. Abede ile çıkar birliği içindedir. Abedenin çıkarına karşılık. “Şahıs”ların çıkarı. Ama bilinir ki. Çıkar birlikleri geçicidir. En sonunda. Gün gelir bir bakarsınız. Çıkarlar tükenmiş. Aparatlar da. Ya göçmüştür. Hinnom vadisine. Ya da kaçmıştır. “Gaip” ler barınağına..

Düşüne düşüne. Vardığım nokta bu. Aklım bu kadarına yetiyor. Beğenir ya da beğenmezsiniz. Doğru ya da yanlış dersiniz. Ya da hiç bir şey demeyip. Düşünmeye başlarsınız. En iyisi bu! Düşünün! Ben de öyle yapmıştım… Abedenin bombaları. Beni Afrikadaki çölün ortasına fırlatıverince. Çöl beni düşündürdü… Sordum kendi kendime: “Bu bombalar kime? Bu bombalar niye?” diye.

Her şey bu soru ile başladı.. Ve sürdü gitti…. Ama o sırada.

Bir şey daha oldu…

Ne mi oldu!

>> Devamı gelecek

Önceki yazı: Abede 4 – Piyongiller

İzleyen Yazı: Abede 6 –

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s