Abede 4 – Piyongiller

Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan, beş dakika önce, uzun bacaklı bir ingiliz geçmiştir

/ Kızılderili atasözü

Sonsuz bir karanlığın içinde. Bir kum taneciğinin üzerine düşüvermiş. Ve bir hayata rastlayıvermişiz… Kıymetini bilsene insan kardeşim! Ne gezeer!.. André Gide’ in deyişi ile: “ Kendi kendinin mutluluğuna engel olma yolunda, insan fevkalade beceriklidir.” Gerçekten de. Olup bitenlere bakınca. Bazılarının işi sanki bu. Huzuru bozmak. Mutluluğu engellemek. Bazılarının hesabı kitabı bu. Nasıl kötülük yaparım hesabı. Nasıl karalarım planı. Gün geçmiyor ki. Yeni bir bomba patlamasın. İş bu! Mutluluğu bombalamak. Tabii ki bu konuda. Abede tek değil. Kötülük oyunları her yerde. Orada. Burada. Ve bizde de. Ama. En usta olanların başında. Hiç kuşkusuz. Abede giller geliyor!

Giller  dedim. Abede değil! “abede giller…” Abede tek başına olsaydı. Bu kadar ustalaşamazdı. Tarihin yolunda. Bu kadar hızlı ilerleyemezdi. Üzerine yerleştikleri kara parçası bile. Şunun şurasında. Beş asır önce keşfedildi… Ama. Her şeyin bir sonu vardır. Şimdilerde ise. Abede. Ne zamandır düşüşte. 1940 larda super güç oldu ama. Neredeyse 1970 lerden beri. Gerileme dönemine girdi. Herhalde. Hiddeti de buradan geliyor. Bilirsiniz. Su kesilirken. Gür akar… Son bir hamle gibidir bu! Ama. Bu hamle sonu önlemez. Sonu getirir. Her neyse. Özetle abede yalnız değil! Yanında giller var. Kim bu giller derseniz…

Ama önce “gil” nedir ona bakalım. Aslında gil. Çoğul bir sözcük. Ama giller olarak kullanılıyor. Ben de giller olarak kullanacağım. Çünkü abede nin yanında o kadar gil var ki. Çoğulun çoğulunu kullanmak daha uygun geldi bana.

Gil bir “taşra” tabiri. ”Aile” anlamına geldiği söylenebilir. Teyzemgiller. Baklagiller. Ahmetgiller…. gibi. Ama. Sözcüğün köküne bakıldığında. “Aile” değil. Daha çok “Aidiyet” olarak görülüyor. “…. ye ait olan” anlamına geliyor. Bu daha uygun. Çünkü. Abede giller deyince. Yanındakilerle. Onlar bir aile olmaktan çok. Abede ye ait olan bir araç. Belki de yerine göre bir maşa gibiler.

Bu giller. Tek tür değil. abedeye bağlılıkları. Abedeye aidiyetleri farklı. Bir veya bir kaç tanesi. Aynı soydan geliyor. Kökten bağlı. Bunlar zamanında. Zindanlardan boşaltılıp. Kristof Kolombun gemisine binen suçlular. Yani tayfalar. Onların yeni kıta da neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Yeni dünyada. Altın çağı yaşayan insanlık anlayışını. Nasıl yerle bir ettikleri gizli saklı değil. İşte abedenin hikayesi böyle başlıyor. Bu hikayeyi başlatanlar. Bugün de. Abedenin yanıbaşında. Bunlar yerel avrupalılar. Ama bir zamanlar. Üzerlerine güneşin batmadığı bir imparatorluk iken. Artık sıradanlaştılar. Evet. Bilimde. Sanatta. Edebiyatta.. İnsanlık tarihine yaptıkları büyük katkılar. İnkar edilemez. Ama. Aynı insanlık. Sömürgeciliği de. Köleciliği de. Kimlerden öğrendi sanıyorsunuz?

Gelelim ikinci küme gillere. Bunlar ileri karakolu abedenin. Tarih içinde. Abede tarafından ekilen tohumların. Filiz vermesi ile. Sonradan  çatılanlar bunlar. Abede onları önce kuruyor. Sonra. Her platformda. Sadakat ile. Kolluyor ve savunuyor. Onlar da abede’ ye çalışıyor… Abede’nin aklına. Abede’nin uzak görüşlülüğüne söz edilemez. O durmadan. Kırk elli yıl sonrası için. Haritalar çizip durur. Sınırların içine de. Piyonları yerleştirir. İşte bunlar onlar!…

Ama. Üçüncü bir grup daha var ki. Bunu anlatmaya dilim varmaz. Abedenin. Esas ustalığı burada! Nasıl anlatayım. Yok anlatamam. Bu sebeple de. Bu grubu anlatmayı. Bizzat bir abedeliye bırakacağım…

Bakalım o neler diyecek!

>> Devamı gelecek

Önceki Yazı: Abede 3 – Kuyu

İzleyen yazı: Abede 5 –

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s