
Babam. Buğulu bir ses ile. “… gelsene Haluk” diye çağırdı beni yan odadan.
Bu gün okul yok. Bugün tatil. Işıl ışıl bir gün. Mayıs günlerinden biri. Mayıs’ı severim. Sokak beni çağırıyor. Oyun oynamak geçiyor içimden. Ama, mutfaktaki masanın üzerine kitapları koymuş çalışıyorum. Bu hep böyle oldu. Kitabı hep. Sokağa tercih ettim. İyi mi oldu bilemem. Kitap dediğime bakmayın. İlk okul sınıflarından birindeyim. Ya üç ya dört. Belki de ikinci sınıf. Okuma maceram yeni yeni başlıyor anlayacağınız. Babam neden çağırıyor ki beni? Tuhaf!
Okumaya devam et