Vakur. Patlak egzos sesi. Ve sert bir fren duyunca. Hasan amca’nın geldiğini anladı. Babasının kadim dostu…. Hergün olduğu gibi. Onu karşılamak için. Kapıya çıktı. “N’oldu Hasan amca! Bugün biraz geç kaldın” dedi. Hasan amca genç Vakur’un. İşteki komşusuydu. Bitişikteki züccaciye dükkanı Hasan amcanındı. Ama. Adı “Züccaciye” olsa da. “Ne ararsan bulunur” türünden bir dükkan. İğneden ipliğe kadar denir ya. İşte öyle bir dükkan…. Sadece züccaciye değil. Biraz mefruşat. Biraz tuhafiye. Biraz da manifatura. Hatta hırdavat… Öyle bir dükkan. Hatırladınız mı bunları?