Soruyorum 1 – Düşünce tarlası

Bu iş tabii ki bana kalmaz. Şimdi çıkıp da. Birileri. “Bu iş sana mı kaldı? Başka işin mi yok!” diye sorabilir bana. Ehh! Haksız da sayılmazlar. Biraz da öyle. Sahiden başka işim yok. Bu kapalı dönemde. Yapacak fazla bir şey yok… Konuşmayı sevmem. Hele. Kişileri konuşmak. Sevimsiz. Olayları konuşmak ise. Vakit kaybı gibi gelir bana. Konuşmanın dışında. Diğer işlere gelince. Onlar da. Bir yere kadar yapılır. Ya fiziksel ya da zihinsel becerilerdeki sınırlar. Ya da ilgideki eksiklikler nedeniyle… O zaman ne kalıyor geriye? Oturup düşünüyorsunuz. İşiniz, “düşünmek” oluyor..

Okumaya devam ediniz >>

Düşünmeyi severim. Aslında bu benim en önemli. En sevdiğim işimdir. Çok genç yaşlardan beri. Kendime sorular sorup. Cevaplar arardım. Ama o yaşlarda. Anladım ki. Kafada bir bilgi yok ise. Bazı kavramlar oluşmamış ise. Düşünme işi. Pek de yapılamıyor. Ya da. Spor gibi. Bir hobi gibi oluyor. Yapmak keyif verebiliyor. Ama bir sonuç çıkmıyor. O zaman da. Düşünmek için. Gözleme. Ve duyumlara. Ve Haberlere. Başvurmak zorunda kalıyor insan. Bu da yoruyor…

Çok uzattım farkındayım. Konu şu.

Ama. Konudan önce şunu vurgulamam gerekir ki. İnsan yaş baş alınca. Okunanlar çoğalınca. Bilgi birikip. Deneyimler arttıkça. Sorulan sorular da. Ne diyelim! Büyüyor, diyelim. O kadar ki. Hani. Dışarıdan birisi. O soruları duyacak olsa. “Bu adam dünyayı mı kurtaracak?” diye düşünür.

Eskiden mesela. Çocukken. İlk gençlik yıllarımda. Bir otobüse binince. Genelde hemen. Şöförün yanındaki. Yere gider. Tutunurdum. Eski tip otobüslerde. O nokta. Gürültülü olsa da. Motor sıcaklığı olan. Koltuk işgal etmeden. Oturulabilir. Ve nispeten bağımsız bir yerdi. Bir de inişi kolaydı. O zamanlar. Otobüslere arkadan binilir. İçeride. Biletçiden bilet alınır. Önden inilirdi.

Sonra da. Vakit geçsin diye. Etrafıma bakınıp. Gördüklerimden hareketle. Sorardım kendime. “Bayraklar ne işe yarar? Ağaçları neden buduyorlar?” diye. Bazan da. Gözüme ilişen bir afişe. Bir yazıya takılıp. Sorardım. Mesela. “ Oy ne işe yarar?” “Sergiler neden açılır?” diye … . Ve yolculuk boyunca. Bu günlük sorulara cevap arar. Düşünürdüm. Bu arada hatırlatayım. O zamanlar. İnternet yoktu. Televizyon yoktu. Hatta. Kalın mı kalın. O ansiklopediler bile yoktu!..  Düşündükçe. Kendime göre. Bazı cevaplar bulurdum. Çoğu zaman da. Cevapları ararken. Yeni sorularla karşılaşırdım. Böylelikle. Yol boyunca. Vaktin nasıl geçtiğini farketmez. Sıkılmazdım. Kimi zaman dalıp gidip. Durak atladığım da olmuştur. O zaman da iner. Geriye doğru yürürdüm. Yine düşüne düşüne.

Her neyse… Şimdilerde. Bu alışkanlığım değişmiş değil. Metro. Metrobüs. Otobüs. Minibüs. Dolmuş. Taksi. Tren. Uçak. Feribot.… Bunlardan birine binmiş isem. Hiç farketmez. Aklıma bir soru takar. Düşünürüm. Tercihim bu. Toplu taşıma araçlarında. Yanıma. Yakınıma düşen sohbetçiler. Pek de şanslı sayılmazlar. “Yolculuk nereye?”. Veya, “Hemşerim nerelisin?” Veya, “Havalar soğuyacak galiba!” türünden. Girişimleri cesaretlendirmem. Söndürüveririm.… Kırmadan!

Evet. Çok uzattım. Konuya geleyim….

Tabii ki. Bilgilendikçe. Tecrübem arttıkça. Yeni yeni. Ve değişik konularda. Kitapları okuyup. Olayları izledikçe. Sorularım da büyüdü. Ağaç. Bayrak. Oy. Sergi.… falan felan… derken. Giderek. Haddimi aşıp. Günlük sorulardan. Büyük adam sorularına geçtim.. Bu soruların bir kısmı. Zaten cevapsız. “Bu dünyada ne işim var?” gibi. Bir kısmı da. Benim gücümü aşan sorular. “İnsanlığın derdi ne?” gibi.. Ama dedim ya! Hiç bir fayda beklenmese de. Bu bir spor. Düşünme sporu. Bu bir hobi. Düşünme bahçesi… Ve bu bana keyif veriyor.

Gelelim konuya. Konu şu ki.

Son zamanlarda. Bir İran filmini izlerken. Aklıma takılan. Aklıma düşen bir soru oldu. Soru da şu: “İyiler, iyilerle mücedele eder mi?” Hani bizler. Yıllar yılı. “İyi – Kötü” ikilemine. “İyi – Kötü” mücadelesine alışkınız ya! Bu nedenle olacak. “İyi – İyi” karşıtlığı ilgimi çekti. Başladım düşünmeye… Az gittim uz gittim. Sonunda da. Başka başka sorularla karşılaştım. Ve Öncelikle de. Şu sorunun. Cevabını anlamam gerektiği. Noktasına vardım. “ Dünya, kötü bir yer mi?”….

Düşünüyorum!

 

Devamı gelecek >>

İzleyen yazı: Soruyorum 2 –

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s