Abede 4 – Piyongiller

Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan, beş dakika önce, uzun bacaklı bir ingiliz geçmiştir

/ Kızılderili atasözü

Sonsuz bir karanlığın içinde. Bir kum taneciğinin üzerine düşüvermiş. Ve bir hayata rastlayıvermişiz… Kıymetini bilsene insan kardeşim! Ne gezeer!.. André Gide’ in deyişi ile: “ Kendi kendinin mutluluğuna engel olma yolunda, insan fevkalade beceriklidir.” Gerçekten de. Olup bitenlere bakınca. Bazılarının işi sanki bu. Huzuru bozmak. Mutluluğu engellemek. Bazılarının hesabı kitabı bu. Nasıl kötülük yaparım hesabı. Nasıl karalarım planı. Gün geçmiyor ki. Yeni bir bomba patlamasın. İş bu! Mutluluğu bombalamak. Tabii ki bu konuda. Abede tek değil. Kötülük oyunları her yerde. Orada. Burada. Ve bizde de. Ama. En usta olanların başında. Hiç kuşkusuz. Abede giller geliyor!

Okumaya devam et

Soruyorum 1 – Düşünce tarlası

Bu iş tabii ki bana kalmaz. Şimdi çıkıp da. Birileri. “Bu iş sana mı kaldı? Başka işin mi yok!” diye sorabilir bana. Ehh! Haksız da sayılmazlar. Biraz da öyle. Sahiden başka işim yok. Bu kapalı dönemde. Yapacak fazla bir şey yok… Konuşmayı sevmem. Hele. Kişileri konuşmak. Sevimsiz. Olayları konuşmak ise. Vakit kaybı gibi gelir bana. Konuşmanın dışında. Diğer işlere gelince. Onlar da. Bir yere kadar yapılır. Ya fiziksel ya da zihinsel becerilerdeki sınırlar. Ya da ilgideki eksiklikler nedeniyle… O zaman ne kalıyor geriye? Oturup düşünüyorsunuz. İşiniz, “düşünmek” oluyor..

Okumaya devam et

Pandemi 4 – Anahtar

Dünya mutsuz. Bunu anlamak için. Virüs’e gerek yoktu. Ama şimdi. Bir de Corona Virüs’ümüz var! Ve bu virüs. Biraz daha fazla mutsuz yaptı insanları. Ve insanlığı… Ancak. Biraz farklı düşünmeye cesaret edersek. Bu virüs belki de. Tek tek insanlar için olmasa bile. Ama. “İnsanlık” için. Mutlu olmanın yolunu açabilir. Mutluluğun anahtarını. Veriyor olabilir. Kimbilir!

Okumaya devam et

Pandemi 2 – Bu insanlığın derdi ne?

 

Dünyada. Uzun yıllardır bir salgın var. Adını koyalım. “Kötülük salgını”.  Ama bakıyorsunuz. Bunun için. Bir “Pandemi” ilan edilmiyor! Bu Konu. Uzun ve karmaşık bir konu. Ama Einstein kolaylaştırmış. Einstein diyor ki: “İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar”. Yalın bir ifadedir. Anlaşılır bir ifadedir bu. Basit görünür. Ama derindir aynı zamanda…. Aslında da. Bir pandemi ilanıdır!

Okumaya devam et

Armut

Armut nereden aklıma düştü. Ağaçtan değil!

Şöyle oldu. Mazbatasız belediye başkan adayının söyledikleri çalındı kulağıma. Kulusal bir…pardon ulusal diyecektim.. Uluşak bir…Bak yine dilim sürçtü. Bilinçaltı işte! Bazan dışarı taşıyor… Şöyle diyecektim. Ulusal bir devlet kurumundan söz ederken.. Halk yuhalamaya başlamıştı ki…”susun. Yuhalamayın. Katıla katıla gülün! Kahkaha atın!” dedi.  Halk ne anladı bilemem. Ama ben bir metot gördüm. Bu yaklaşımda.

Okumaya devam et

Kutu 8 – Kelebeğin İntiharı

 

İyilik sürgündeyken. Kapatıldığı zindanda. Kötülük. Meydanı boş buldu. Aldı başını gitti. Sonuçta. Çıkar için iyilik. Eşiği de aşıldı. “Çıkar için kötülük” var artık. İlk çağları saymaz isek. Rönesans’ la birlikte. İnsan bir amaçtı. İnsan. Herşeyin ölçüsüydü. Zamanla. İnsan bir amaç olmaktan çıktı. Bir araç oldu. Kullanılan.. Bugün. “Network” denilen de bu! “Kullanışlı İlişkiler”. Ama dedim ya! Burada durmadı. Sonrası var…

Okumaya devam et

Kutu 7 – Zindandaki İyilik

 

Kötülerin araçlarını kullanmak. Ama aynı zamanda iyi olmak. Ve iyi kalabilmek. Macchiavelli’ nin bu görüşü. Pek de aklına yatmamıştı Bay X’ in. “Kötülükle mücadele. Bu kadar kolay olsaydı. Ben kendimi boşluğa bırakır mıydım hiç?” diye düşündü.. Bay X’ in. Şimdiye kadar yaptığı. Köşeden izlemekti. Karışmamak. Bulaşmamaktı. Önüne engeller çıksa da. Çatışmayıp. Yanından geçmekti. Hepsi. Acı duymamak için. Evet. Bir mücadele yaptı. Ama. Onun tüm mücadelesi kendi içinde oldu. Tükenmez bir iç didinme yaşadı. Ve dayanılmaz bir noktaya gelince de. İşte. Boşluktan aşağı bıraktı. Kendisini. Aklını kurcalayan. O soru ile birlikte: “Başka ne yapabilirdim ki?

Okumaya devam et

Kutu 6 – Bir Avuç İyilik

Bay X’ in. Sorduğu soru bu. İyiler kötü mü olsun? Acı çekmemek için. Onsekizinci yüzyıl aydınlanmacısı Voltaire’ e bakarsak. Kötülerin. Bu dünyada. Bir misyonu vardır. Fransız düşünür Voltaire der ki: “Kötü insanlar, yeryüzüne serpilmiş bir avuç iyi insanı sınamaya yararlar”. Bu ifadeye bakınca. Ne anlamalıyız? Öncelikle. “Kötüler. Başka da bir işe yaramazlar!” anlamı var gibi. Ayrıca. Voltaire de kabul etmiş ki. İyi insanlar azınlık. Ne diyor? “Bir avuç!

Okumaya devam et

Kutu 5 – İyiler ve Kötüler

 

En üstteydi. Kutunun en üst noktasındaydı. Doyasıya bir nefes aldı. Uzaklara baktı. Derinlemesine. Güneşe ve gölgelere. Salınan çalılara. Uçuşan yapraklara. Akan suya. Esen rüzgara. Bir kaç adım attı. Zirvedeki. Helikopter pistinin yanından geçerek. Çatının. Tam kenarına geldi. Durdu. Uzun süre öyle durdu. Sonra. Kollarını iki yana açtı. Ve. Yükseldi parmak uçlarında. Uçmak istermiş gibi. Ama birden….

Okumaya devam et