Yıl 2070 ler!

” Aç doyar, açgözlü doymaz ” / Türk atasözü

Manşetten yazmış gazete. “İklim değişiklikleri büyümeyi tehdit ediyor!” diye. Yok canım! Senin aklın karışmış gazete! Birileri gibi. Herhalde işine geldiğinden. Sebep ile sonucu karıştırmışsın sanırım. Sor bi kendine! Acaba iklim değişikliklerinin sebebi  nedir diye! Soramazsın. Ve haklısın da. Çünkü. Para, servet, kar. Beyinleri uyuşturmuş bir kere… Ama ben söyleyeyim. Senin. Onun bunun şirketleri. Onun bunun karı büyüdüğü için. İklim değişiklikleri oluyor!

İktisatçı. John Stuart Mill, hem de liberalizmin öncülerinden. Sanayileşme sürecinin ortalarında. 1857 de, önceden uyarmış :“Toplum  sınai ilerlemesiyle, Hangi nihai noktaya yönelmiş bulunmaktadır ? Bu ilerleme sona erdiği zaman, İnsanoğlunu ne durumda bırakacağını düşünmeliyiz…

Uyarı var da. Hem de çok uyarı. Ama. İnsanlık bu uyarılara kulak asmıyor.

Yaklaşık bir yüzyıl sonra. Bu uyarının doğruluğu. Ufukta görününce. Dünya bir kırılma noktasına doğru ilerlerken. Roma klübü. MİT ile işbirliği halinde. 10 ülkede 30 bilim insanın katılımıyla. Bir proje başlatıyor. “İnsanlığı tehdit eden sorunlar projesi”. 1968 de başlayan bu araştırma. 1972 de tamamlanıyor. İşte özet sonuç: “… dünya nüfusu  bugünkü hızla artmakta devam ederse, Sanayileşme ve ekonomik büyüme hız   temposunu korursa, İnsanlığı besleyecek yeni gıda kaynakları ve üretimi sürdürmeye olanak sağlayan yeni doğal kaynaklar  bulunamaz ise, Çevrenin kirlenmesine ve bozulmasına çare bulunamaz ise, …………. İnsanlığın yeryüzündeki ömrü en fazla  100 yıl daha sürebilecektir….” Yani. 2070‘ lere kadar!

Daha da, özetini ifade edersek. Uyarı şu: “ Büyümeyi kontrol altına al! Yoksa,/ Bu da bulgularda açıkça görülüyor ki/ 2020 lerden itibaren. Dünyada işler kötüleşecek.” Yani özetin de özeti. Büyümeyi sınırla!

Ne gezeeer! Tüm bu açık uyarıları duymak. Açgözlü tayfanın işlerine gelmiyor. Onlar. Kar’ın tadına. Ve büyüme fikrine esir olmuşlar. Onlar hep. Ve hala. Krizlerden fırsat yaratmanın peşinde….

Bırak her şeyi bir tarafa. Ve bak şu tabiata. Yani. Senin de. Tüm insanlığın da. Bir parçası olduğun tabiata bir bak. Var mı böyle bir şey? Var mı? Hep büyüyen. Büyümesi durmayan . Bir olay. Bir örnek var mı? Bir tane söyle bana! Sadece bir örnek ver bana! Var mı?…  Yok! Bulamazsın. Hiç bir örnek yok.

Doğada. Sonsuza kadar büyüyen hiç bir şey yok! Doğadaki her şeyin. Bir büyüme sınırı var. Bir “optimum” değeri var. Ağaçlara bak! Atmosfer 560 km. Hava kütlesi 32 km. Yani bir ağaç. Eğer ki büyümeyi sürdürebilse. 32.000 m boyunda olabilir. Ama olmuyor. Peki dünyadaki en uzun boylu ağaç ne kadar? Kuzey Amerikadaki Hyperion. Sadece 115 m boyunda. Ve 61 m çapında.. Sen. “Her yıl büyüyeyim. Daha çok kar edeyim”. Derken. Bu ağaç. 175 yılda çiçek açıyor! Hepsi bu! İşin doğası bu!

Ama öte yandan. Birilerinin serveti büyüyor da büyüyor. 7 , 5 milyar kişinin yaşadığı bu dünyada. Dünya servetinin yarısı. 22 kişinin elinde….

Aristo söylemiş. Hem de 23 asır öncesinden: “…birçokları bir ülkenin  mutlu olabilmesi için,büyük olması gerektiğini düşünürler; Fakat,… büyük ve küçük ülkenin ne olduğu hakkında bir fikirleri yoktur… Bitkiler, hayvanlar ve gereçlerde olduğu gibi. Ülkelerin büyüklüğünün de bir sınırı vardır; Çünkü, bunların hiçbiri, çok büyük veya çok küçük oldukları zamanlarda. Doğal güçlerini koruyamazlar; Ya niteliklerini tamamen yitirirler. Ya da bozulurlar…

Yani durum şu! Şirketlerin de. İş’ lerin de. Servetlerin de. Büyüklüklerinin bir sınırı vardır. Şunu anla! Büyümezsen değil. Büyürsen öleceksin. Hem de. Büyümek için. Dünyayı tüketecek. İnsanlığı öldüreceksin!..

Adını da koyalım bunun: İnsanlık düşmanlığı!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s