Ortak Akıl 3 – Gevmek

 

Başlık yanlış yazılmadı! O. “Geviş getirme” nin fiili. Gevmek işine geviş denir…

Dedim ya! Einstein‘ın E=mc2 formülü. Karınca işine benzer. Nitelemek gerekirse. Arkasında. Emek ve çaba vardır. İçinde somutluk. Ucunda sonuç vardır. Özetle de sayısaldır. Kavramsal ifadelere gelince. Mesela. “OA=Ortak+Akıl“. Ağustosböceklerinin işi gibidir sanki. Cır cır öter dururlar ya. Daldan dala konarlar. Ne derler bilinmez. Yani. İçerik soyuttur. Bir şey üretmez. Ve de sonuçsuz. Sadece cır ve cır ve cır.. Sadece gevmek!

Okumaya devam ediniz >>

Orta akıl! Bu öyle bir kavram ki! Söyleyeni çok! Düşüneni yok!… Bir de. Bu kavram ile kavgalı olanlar var. Ya da. Kavgalarında bunu kullananlar.

Kavga edenler kim? Tuhaf ama. Onlar “düşünür“ler! Bu kavram üzerine düşünenler… Onlar. Sözcüklere. Farklı farklı. Anlamlar yüklüyorlar. Tamam da. Yöntemde bir aksaklık var. Önce kararı verip. Sonra delil topluyorlar. Yani. Önce bu kavramı. Beğeniyor. Ya da beğenmiyorlar. Sonrasında da. Bu tercihlerini destekleyecek. Gerekçeler bulup buluşturup. Ortaya sürüyorlar… Sayısal formüllerde. Bu yapılamaz. Çünkü ardında. Bir hesaplama vardır. Daha da önemlisi. Bir mantık vardır. Bu sebeple. Sayılarla düşünebilenlerin olduğu ortamlarda. Tartışmalar. “Somut” tur. Ve “Sonuç” verir. Ama. Mesela. “Ortak Akıl” konusunda. Bu ifadeye. Önce. Bir anlam yükleyip. Sonra da. Gerekçe bulmak kolay. Çok kolay. Konu sayılar değil de. Sözcükler ise. Sakız gibi çiğne dur! Gevele..

Bir köşe yazarı. Bir düşünür. Okuduğum ve değer verdiğim biri. Takıldı bu ifadeye. En az dört beş yazı yazdı köşesinde. Köşeye yazık! Felsefi yaklaşımlarla eleştirip de durdu. Ama aslında. Bu ifade ile ilgili. Hükmünü çoktan vermişti. Ve bu hükmü doğrulayacak gerekçeleri bulup çıkarıp. Düşünce oyunlarıyla anlatmaya çalışıyordu. Bazı yazılar yazıp. Bu kavram ile ilgili. “Kant şöyle diyor…”. “Ondan otuzyıl kadar önce de, Diderot, şöyle tarif etmişti…“. diyerekten. Epeyce dil döktü. Sonunda da. “Ortak akıl faşist akıldır” diye bağlamıştı konuyu. En son bir yazısında da… Ortak akıl. “Aydınlanma düşmanıdır” deyip. Çıktı işin içinden! Aslında çıkamadı. Çıkmak için dil döktü! Bununla kalmadı. Ortak akıl yerine. “Birleşik akıl” deyimini kullanan birini de kutladı bu arada. İyi o zaman. Biri de çıksın. Paylaşılan akıl. Paydaş akıl. Müttehit akıl. Mürekkep akıl.. Saysın da saysın! Geveleyip dursun!..

İşte sorun. Tam da burada. Bir şeyi anlatmak. Ya da daha doğrusu. Anlaşılmasını istiyorsak. Bu kadar söze. Bu kadar gevelemeye. Ne gerek var! Kelimeler ile oynama! Eziyet etme onlara. Anlamına bak. “Anlamı anla!” önce. Sözcük dediğin. Sonuçta. Değerli bir kabuk. Bir taşıyıcı. Anlamı taşıyan bir kabuk! Bırak kabukları kemirmeyi!  Önce anla!

Ama bu olmuyor. Olabilirdi. Bunun için. “İki” nin, “Bir” den büyük olmasının. Sadece günlük. Bir bakkal hesabı olmadığını anlamak gerekir. Bir matematik algıya sahip olunabilse. İki tane 1 in toplamı olan. 2 nin. Hem nicelik. Hem nitelik olarak. Farklı ve başka olduğu. Bir anlaşılabilse! O zaman. Düşünür’ ün. Bu kadar uğraşmasına. Hiç de gerek kalmayacaktı. İşte o zaman. Kendi aklıyla düşünebilen “iki” kişinin. Kendi aklıyla düşünen. Bir kişiden daha değerli olduğunu kavranabilecekti.

İtalyan atasözü ne der:” Bir papa ile bir köylü, bir papanın tek başına bildiğinden daha fazla bir şey bilir“. Bu kadar basit! Köylüyü eğer hafif buluyorsa. Ki bulunmamalı. Çıtayı yükseltip. Einstein‘ a kulak verelim. “İyi bir fikre sahip olmanın en iyi yolu, bir çok fikre sahip olmaktır.”
 der Albert Einstein. Bunun için de. Sadece ve sadece. Kendi tek aklında ısrar etmek yerine. Farklı fikirleri ortaya döküp tartışmak. Daha iyi bir yol değil mi?

Devamı gelecek >>

Önceki yazı : Ortak akıl 2 – Ağustosböcekleri

İzleyen yazı: Ortak akıl 4 – Meşveret meclisi

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s