İkinci Dalga 2 – Picasso’nun kuşu

Dönelim şu alt üst oluşa. “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”. Bunu Söyleyenler. Herhalde farkında değillerdir sanırım. Az biraz düşünseler. Anlayacaklardır. Bu söylemin. Yeni olan hiç bir yanının bulunmadığını. Bunun. En eski gerçeklerden biri olduğunu!.. Evet! Çok eskilerden beri. Biliyoruz zaten! Hiçbirşey. Hiçbir zaman. Eskisi gibi olamaz! Ne zaman oldu ki? Tarihe bir bak! Bırak tarihi. Son bir yılına bak! Hadi onu da bırak! Son bir gününe bak! Görmüyor musun! Her şey değişiyor. Hiç bir şey. Biraz önceki gibi olmuyor…

okumaya devam ediniz>>

Bunu ilk farkeden. Ve etkili bir şekilde dillendiren. MÖ altıncı yüzyılda yaşamış. Efes doğumlu anadolu vatandaşı. Heraklitos olmuş. Bilinen özlü sözü. Su ile ilgilidir. “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” demiştir Heraklit. Yani bu. Her şey her an değişir anlamına gelir. Göz açıp kapadığın an. Ya sen başkasındır. Ya su. Ya da ortam… Aslındada. Hepsi! Herşey! Ama Heraklitin. Bu fikre. Bir ateşin karşısında otururken. Ve şekilden şekile girip. Değişip duran alevi seyrederken vardığı söylenir. Heraklit. Evrendeki her “şey” in. Sürekli geçiş halinde olduğunu söyler. Bu açıdan da. Şey’ leri ateşe benzetir. Heraklit için Değişme yaşamın ve evrenin yasasıdır. Her şeyi o yönetir ve ondan kaçınmamız mümkün değildir. Her daim. tutunacak durağan bir şeyler. Geçip gitmeyen, kalıcı şeyler arayaduran. Kendi geçiciliğini bile. Son ana kadar farkedemeyen. İnsanoğlu için. Bozguncu bir düşüncedir bu!

Gerçekten. Bir alevi gözlemlemek. “Değişim” gerçeğini herşeyden çok daha açık olarak gösterir. Bir alev. Hep dans eder gibidir. Hiç bir hali. Bir an önceki haline benzemez. Kimbilir. Ateşin bulunduğu. Bir milyon yıl öncesinden bu yana. Kaç milyonlarca insan. Ateşin kaşısına geçip. Bir alevi seyretmiştir. Ama kimse. Heraklit gibi bakmamıştır. Kimse ateşe bakıp da. Ateşin o hareketlerinden. Bir değişim fikri çıkarmamıştır… Akılla bakmak. Beyni ile görmek. Başka bir şey olsa gerek!

Bu durum biraz da. Newton’un kafasına düştüğü söylenen elmanın. Yerçekimi fikrini doğurması. gibidir. Hele ki. Doğanın çok daha bakir olduğu. Çok daha sakin. Çok daha sessiz olduğu. O eski yıllarda. Kimbilir. Bir ağacın altında otururken. Kimlerin önüne neler neler düşmüştür. Ama. Bu düşüşün. Düşüş değil de. Bir çekim olduğunu. Düşünebilen. Bir tek. Newton olmuştur. Düşen elma. Onu alıp da yemek varken. Newton’un aklına. Bir soru düşürmüştür. Basitçe bir soru. “Dalından kopan elma niçin yukarıya doğru değil de, yere düşüyor?”..

Ya da. Arşimed’in. Hamamda yıkanırken. Suyun kaldırma kuvvetini. Farketmesine ne demeli. Yarı çıplak. Hamamdan fırlayıp. Sokaklara koşup. “Buldum! Buldum!” Diye haykırmasına ne demeli! Heyecanı. Keyfi. Tutkuyu. Hissedebiliyor musunuz? Nereden gelir? Nerede birikir? Nasıl fışkırır? Böyle bir duygu!

Sanmayın ki. Tüm bunlar. “Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!” kolaylığı ile haykırılan. Bir ifadedir.… Bu özel anların. Herbirinin. Arkaları doludur. Dipleri derindir. Kökleri eskidir. Kaynakları zengindir. Bir anda. Sanki kolaylıkla. Ortaya koyuluverdi diye. Hafife almayın bunları. Bu. Artık kabına sığamayan. Bir düşünce birikiminin. Bir düşünceyi doğurduğu andır. Tüm mesele. Aklın. Sorular sorup. Cevaplar arama çabası içinde olması ile ilgilidir. Gözlemler yapıp. Kavramlar türetip. Hesaplar yapıp. Düşünüp. Ve düşünüp… Sadece ve sadece. Merakla beslenip. Ortaya dökülüveren. Bir sonuçtur tüm bunlar.

Tam da bugün olmayan budur işte!

Aslında. Picasso’ nu kuşu da. Bu durumu. Çok iyi açıklayan. Bir örnektir. Bir sergisinde. Picasso hayranı olan bir kadın. Picasso dan. Hatıra olarak. Kendisi için. Bir kuş resmi çizmesini ister. Picasso da. Kara kalemini alıp. Bir kağıt parçasına. Bir iki dokunuş ile. Kuşu çiziktiriverir. Kadın şaşırır. Biraz da küçümser bir tavır ile. “Aaa! Ne kadar da kolaymış! Bir saniyede çiziverdiniz!” der.. Picasso. Hafif bir gülümsemeyle. “Evet, hanımefendi” der. “Kırk yıl artı bir saniye!

Şimdilerde. Olmayan bu! 40 yıl yok artık. Şimdi herkes. Bir saniye!

Önceki Yazı: İkinci Dalga 1 – VUCA

 

 

Yorum bırakın