Hasan ile Vakur 5 – Mestan

Hasan biraz  nefeslenip sürdürdü sözlerini. ‘Sahip olmak. Bunu kavradın. Ama. “olmak“. Bu nedir diye düşünüyorsun galiba? “Olmak”. Özetin özeti olarak. İnsanın kendisini inşa etmesi demektir. Bu hayatta her insan. Kendi insanlığını inşa eder. Ve bu inşaat hiçbir zaman bitmez. Çünkü. Ömür buna yetmez. Bu inşaatın. Bu tasarımın malzemeleri nedir dersen. …

>> Okumaya devam ediniz

Bunları aramak için. Hiç mi hiç. Dışarılara bakma. Bunlar senin içindedir..

İnsan bunu. Doğuştan gelen. Ve sadece kendisine ait olan. Sahip olduğu özelliklerle yapar. Bazan bilerek. Bazan da bilmeyerek. Farkında bile olmadan yapar. Ya da..Ya da yapmaz. Yapamaz. Yapamaz çünkü. Kendi varlığının farkında değildir… Kendi varlığının farkında değildir. Çünkü. Öyle bir dünya içine doğar ki insan. Dünyaya değil de. Bir kafesin içine düşer. Bira yakalanır sanki. Daha doğduğu andan…

Çünkü bu dünya. Bu dünyadaki. Organizasyonlar. Sistemler. Ve o sistemin insanları. Anneler. Babalar. Akrabalar. Öğretmenler. Ve bunların nasihatları. Ve. Okullar. Kitaplar. Kanunlar. Kurallar. Prosedürler. Talimatlar. Ve. Mekanlar. Binalar. Yollar. Ve. Arabalar. Telefonlar. Televizyonlar. Bir de şimdi. Tüm bunların akıllıları…Yani. Kurulmuş ve kurgulanmış. Bu koskoca dünya. Öyle bir kafes ki. Bu kafeste. İnsan. Kendisiyle baş başa kalamaz. Kendi aklıyla düşünemez…. Dışarısı. O kadar oyalar ki insanı. O kadar meşgul eder ki. Ve insan da. O kadar düşkündür ki dışarılara. İnsan. Kendisini düşünmeyi. Kendi içine bakmayı. Kendisini bulmayı. Aklına bile getiremez…

Halbuki. Herhangi bir insan. Bir fırsatını bulup da. Küçük bir an yakalayıp da. Bir bakabilse içine. Neler bulurdu neler! Kendisi bile şaşırırdı bulduklarına. Boşuna dememiş. Shakespeare:” Ne olduğumuzu biliyoruz, ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz” diye.’

…..  …..  …..

Bir sessizlik oldu. Belli ki Vakurun aklı karışmıştı. Muhtemeldir ki. Aklından. Bir sürü soru geçiyordu. Ve herhalde. Soruyu nasıl soracağını bilemiyordu. ..Sessizlik. Hasanın kuru öksürükleriyle bozuldu… Hasan. Hep cebinde taşıdığı. Beyaz bir bez mendil ile. Burnunu sildi… Kolonya serperek. Yüzünü serinletti…

– N’oldu Hasan amaca. Yoksa “hasta” mı oldun?

– Bilemiyorum evlat! Belki olmuşumdur! Ben yaştakilerin. “vaka” olması zor!

– O da neymiş?

– Bilmiyor musun! Senin de dünyadan haberin yok yahu. Bu. Tıp aleminde. Yepyeni bir buluş!.. Bak şöyle. Anlatayım. Diyelim ki. İkimiz de virüs kaptık. Yani testlerimiz pozitif. O da. Testleri yaptırabilecek paramız var ise. Her neyse. Bu ayrı bir konu. Geçelim!.. Sonuç olarak. Yani ikimiz de. Sen de ben de. Virüslüyüz. Ve virüsü bulaştırabiliriz diyelim. Bunu anlıyorsun değil mi?

– Tabii Hasan amca

– Sonra. Virüs sebebiyle.. Bende halsizlik. Yüksek ateş oluyor. Ben “semptomatik”im. Yani hasta ‘ landım. Sende ise bir şey yok. Sen “asemptomatik”sin. Yani vaka ‘ landın. Bu sözcüklere de fazla kafa yorma haa! Bunları. Söylemesem de olur. Birazı. Kafalar karışsın diye. Biraz da bilgiç görünmek için söylüyorum bunları. Basitçesi şu demek. Ben hasta Hasan. Evde hapis. Virüs yayılmasın diye. Sen ise vaka Vakur. Her yer serbest. Herhalde. Virüsü bulaştır diye… Bilemiyorum ki!

Sonra da…. Destan. Mestan!…. Aslına bakarsan, “Mestan”!

– Ne demek istiyorsun Hasan amca?

…   …   …

Devamı gelecek

Önceki Yazı H&V 4 – Ceviz

İzleyen Yazı H&V 6 –

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s