Seçim 4 – Derisini Satan Adam

Yoldaşların en iyisi güzel ahlâktır, arkadaşların en iyisi akıldır, edeb ve terbiye, en iyi mirastır ve kendini beğenmekten daha büyük gerilik ve cahillik olamaz”. / Hz. Ali (r.a.) (599 – 661)

Parası olduğu için. Düdük çalanlardan değil! Parayı çalıp. Düdüğü kapanlardan söz ettik ya! Hani bir şato yapıp. İçine sığınıp. “Derebeyi” olmak isteyenlerden. Sonra da itibar kazanacağını sanıp. Kullarını titretmek isteyenlerden. Özet olarak. Para ile her şeyi yapacağını düşünenlerden. Söz ettik ya!…. Evet! Bazılarının aklı böyle çalışır. Onlar düşünürler ki. Para ile. Her sey seçilebilir. Para ile. Her şey alınabilir. Para ile her şey yapılabilir. Yani sanırlar ki. “Maddiyat özgürlüktür”! Sahiden öyle midir? Bi düşünelim!

İlk anlaşılması gereken şudur ki. Maddiyat ile. Ancak. Maddi olanlar alınabilir. Ki o bile her zaman mümkün değil. Çünkü. Maddiyata dayanan her ilişki. Bir çıkar ilişkisidir. Bu ilişkide. Belirleyici olan da. Alacak olanın değil. Satacak olanın. İradesidir! Satıcı satmak istemez ise. Alıcı alamaz! Eğer ki güç kullanılmıyor ise!

Anlaşılması gereken şudur ki. Bazı şeylerin. Bazı zamanlarda. “Fiyat” ları olabilir. Ama. Bu dünyada herşeyin. Bir “değeri” vardır. Sadece. Düşüncelerin. Duyguların. Sözcüklerin değil… Ağaçların. Eşyaların. Taşın toprağın.. Her şeyin bir değeri vardır. Kimi gözler. Yani cingözler. Her şeye fiyat biçerken. Kimi duygular her şeye değer verir. Fiyatı biçen “menfaat” dir. Değeri biçen ise “ahlak” dır… Ve. Eflatun’un dediği gibi:” Ahlâk ve menfaatçilik, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; biri çıkarsa diğeri iner”

Ancak günümüzde. Öyle bir noktaya gelindi ki.. Ne siz sorun. Ne de ben  söyleyeyim. Öyle bir noktadayız ki. “Değer” lere de “fiyat” biçiliyor. Leonardo da Vinci’ nin eskislerine. Fatih Sultan Mehmet’ in portresine. Picasso’nun tablolarına.. Fiyat biçiliyor! Peki bu ne demek? Şu demek. Bunlar ve daha birçok değer taşıyan eser. Hepsi artık. “Mal” oldular demek. Yani “alışveriş” malzemesi oldular demek. Daha ince bir deyim ile. “Yatırım” oldular demek. Bunların hepsi. Gerisinde emek olan. Emek verenlerin. Binbir duygu ve düşüncelerini. Sezgilerini taşıyan bir değerdir. Herbiri. Derinliklerinde. Zamanlarının ruhunu temsil eden. Dönemlerindeki yaşanmışlıkların anlamına sahip. Birer değerdir.. Ama. Ne zamanki onlara “fiyat” biçilir. Tüm bu değerler. Buhar olur gider. Ve onlar. Ve hepsi. Herhangi bir bez, bir tahta. Herhangi bir kağıt, bir taş. Yani. Birer mal olurlar. Bir kez mal olan da. Artık hep mal olarak kalır! Geriye dönüş yok!

Mal’ laştırmanın değişik yolları var. Mesela deniyor ki: “ Evet! Bu fikir çok güzel! Ben bu fikri satın alıyorum!” Bir düşünceyi ticarileştirmenin ala’sı bu! Fikri satın alıyormuş! Sanki manavdan kereviz alıyor!.. Şu da var! Başka söz bulamayınca diyorlar ki… Mesela. Galatasaray. Ya da herhangi bir takım. Bir “marka” dır diyorlar. Veya… Mesela. ‘İstanbul’un “marka değeri” yükseliyor’ diyorlar… Niyetler kötü olmayabilir. Onu bilemem! Ama bu sözü kullananlar bilmeli ki… Bir şeye marka dediğin an. Onu vitrine koymuşsun demektir. Sergilemek için değil. Ki zaten buna ihtiyaçları yok. Ne Galatasarayın ne de İstanbulun! Marka dediğin an. Sen onu. Önce ruhunda. Sonra zihninde. Vitrine koyup. Satılığa çıkarmışsın demektir! Çünkü. Marka. Ürünle ilgilidir. Hizmet ile ilgilidir. Marka. Tüketici ile. Pazarlama ile. Kar ile ilgilidir. Çünkü marka işletmelerle ve ticaret ile ilgilidir… Marka deyip de. Neden akıllara iz düşürüyorsun? Çıkarcı beyinlerde kalacak iz budur. Cingözlerin aklı da böyle çalışacaktır!

Ötesi de var! Bir de. Şu marka denen şeyi ölçüyorlar. Neymiş! 0.67 den. 0.69 a çıkıyormuş! Çıkınca ne oluyor? Değeri yükseliyor. Ama piyasa değeri! Yani fiyatı artıyor. Efendi. Bırak bu sayıları. Sen. Galatasaray nasıl bir tarihtir. Nasıl bir düşüncedir bilir misin? O kapıdan neler geldi geçti. Bilir misin? Sen. İstanbul neler yaşadı. Neler gördü geçirdi. Bilir misin? İstanbul nasıl İstanbul oldu. İstanbul nasıl bir ruhtur bilir misin? Sen. Neyi ölçtüğünün farkında mısın?..

Konuşana da. Ölçene de tavsiyem şu. Lafı kenara koy! Sayıları bir tarafa bırak! Sen önce git! “Derisini Satan Adam” filmine bir bilet al! Seyret. Ama dikkatlice!.. Düşün. Ama akıllıca!.. Anla. Ama duygularınla…Ve sonra söyle..

Sen derini satar mısın?

Devamı gelecek >>

Önceki yazı: Seçim 3 – Paranın Foyası

İzleyen yazı: Seçim 5 – Askıda…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s