“Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir; İyilik, sebep – sonuç zincirinin dışındadır.”
Tolstoy (1828 – 1910)
Konumuz “seçmek”. Devam ediyoruz. Özet olarak. Demek istediğim de şu. Seçmek. Sadece maddiyat ile ilgili bir konu değildir! “Ben sana kömür verdim, sen de bana oy ver! Bak ben sana yardım ettim. Sen de beni destekle!.. “Yani. “Al gülüm, ver gülüm” Konusu değildir! Öyleymiş gibi görünebilir! Ama değildir! Çünkü öyle olsaydı. Bu dünyada. Ahlak. Evet bir damla bile olsa. Ahlak! Hiç kalır mıydı?
MÖ birinci yüz yılda yaşamış olan. Hint bilgesi Beydeba der ki:” Dünya menfaatleri uğruna iyilik yapanların iyilikleri, tıpkı avcının kuşlara yem atmasına benzer.” Doğrudur tabii. Ama Allahtan!. Bazan kuş yemi yutmaz. Bazan da. Avcı kuşu vuramaz!.. Basitçe örnekleyelim mi?
Diyelim ki. Birisi ile tanışmak. Birisi ile arkadaş olmak istiyorsun. Böyle bir isteğin var. Ve bu isteğin. Şeklen. Maddiyat ile hiçbir ilişkisi yok! Çünkü. “Para ile dost bulunmaz!” Bulunsa da. Ona “dostluk” denmez! Çünkü araya para girince. O “dostluk” artık “meta” laşmıştır!… Mesela. Bir tren yolculuğunda yol arkadaşlığı. Bir meyhanede masa arkadaşlığı. Ya da hayat yollarında. Bir gönül arkadaşlığı arıyorsun. Ve birilerini seçiyorsun. Tamam! Sen istiyorsun da. Ama o birisi. Seninle arkadaş olmak istiyor mu acaba? Sor bakalım! Dene! İkna et!.. Sordun. Denedin. Olmadı! Bu sefer. Çaresiz bir “dost avcısı” olarak. Yem atmaya başladın. Yem’in de binbir türlüsü var! Atmadığın yem kalmadı! Her tür yemi kullandın! Yine olmadı! Sonuç olarak. O istemiyorsa eğer. Onu ikna edemiyorsan eğer. Bu iş olmaz! Tercihin havada asılı kalır! Yem de askıda….
Ya da. Bir bürokratsın. Bir siyasetçi. Bir kamu görevlisi. Ülken için. İşbirlikleri geliştirmek istiyorsun. Bu iyi bir şey! İşin bu zaten! Uğraşıp çabalıyorsun. Her yolu deniyorsun. Ama öyle bir geçmişin var ki. Öyle davranışların. Öyle sözlerin olmuş ki zamanında! Paran da bir işe yaramayıp. Tüm kapılar. Yüzüne kapanınca. Nihayet. Bula bula . Güney Afrikada. Bölgesindeki en kalabalık etnik gruplardan biri olan. Ve o güne kadar. Hiç ilişki kurulmamış olan. Zulu kabilesini. Gözüne kestiriyor . “Bu kuş yemi yutar; Bari oraya gideyim” diye düşünüp. Reisi ile görüşmek. Ve en azından. “Dostlar alışverişte görsün” ü oynamak istiyorsun. İstiyorsun ama. Eğer. Şu veya bu sebeple. O bile istemiyor ise. Kapısında da yatsan. Bu seçimin. Gerçekleşemez.
Ne de olsa. Belki bilmiyorsun ama. Zulu. Sıcak körfezlerden bir halk değil! Yani yem kullanmaz. Onlar. Britanya krallığının sömürgeci emellerine karşı savaşarak karşılık veren. Nihayetinde yenilseler de. Tüfeklere karşı mızraklarla göğüs göğüse savaşan bir halk. Onlar. Kaderlerini belirleme hakları elinden alınan. Sömürgeleştirilen. Toprakları ve gelenekleri yok edilmeye çalışılan bütün bir Afrika’nın. Bu duruma karşı koymak için savaşmış güçlü bir halkı.
Yani. “Her kuş yemi yutmaz!” Ve “Her kuşun eti yenmez”. İstediğin kadar uğraş. İstersen bir servet dök. “Paranın yüzü sıcaktır” ama. Ne derler. “Zorla güzellik olmaz.” Sonuçta. Yutkunursun! İsteğin havada kalır! Yem de. Askıda….
>> Devamı gelecek
Önceki Yazı: Seçim 4 – Derisini Satan Adam
İzleyen Yazı: Seçim 6 – Kürkçü Dükkanı