Hasan ile Vakur 6 – İzler

“…. Destan Mestan derken. Şunu demek istiyorum. Destan yazıyorum diyerek. Destan yazılmaz. Olaylar olur. Ve geçer. Topluluklar. Zamanla. Olup bitenleri kavrar. Ve sindirir. Sonrasında. Adım ve adım. Olaylar destanlaşır…. Kendi aklınca. Destan yazıyorum diyerek. Kendine göre. Bir iz bırakılamaz… Her canlı. İstese de. İstemese de. Zaten bir iz bırakır. Tabiata bak evlat. Tabiata bak!  Sümüklü böceğe bak mesela.

Okumaya devam et

Hocam 1 – Pencere

Hoca seni bekliyor” dediler… Asistanlık sınavına girmiştim. Hem yazılı. Hem sözlü. Sınavı asistanlar yapmıştı. Bu sebeple de. Hoca beni görmemişti… Sınavı kazanınca. Beni görmek. Benimle konuşmak istemiş.. “Odasında” dediler..

Gittim. Bu. Sevgili hocamın. Odasına ilk girişimdi… İyi ki girmişim!

Okumaya devam et

Hasan ile Vakur 4 – Ceviz

Tamam Hasan amca. “Sahip olmak ya da olmak”. Tüm mesele bu!..Sahip olmayı anlıyorum. Ama. Olmak! Bu nedir? …“İyi soru evlat. Herkes. Senin gibi. Sahip olmayı. Çok iyi anlıyor. Çok iyi biliyor. Çünkü. Herkesin hayatı bunun üzerinden yürüyor. Sonuç olarak. Herkes sahip olmak istiyor. Bir servete. Bir eve. Bir toprağa. Bir arabaya. Eşyalara. Bir makama. Bir ünvana. Bir koltuğa…. Bilgilere. İlişkilere. Nasıl diyorsunuz?“Network” e… Bugün bana. “Hayat nasıl bir şeydir’ diye soracak olsan.. Cevabım çok açık olur…

Okumaya devam et

Salgın 5 – Şifre

 

“Ben salgını gördüm. Salgın nedir bilirim”. Demiştim ya! Bunun bir sebebi var. Salgın sözcüğü. İlk ortaya çıktığında. İlk söz edildiğinde. Evet. “Salgın”. O tek bir sözcük ile. Aklımın içinde. Geçmişe bir geçit açıldı. Sanki. O sözcük bir şifre idi. Ve o. Aklıma düştüğü anda. Zihnimdeki bir kapıyı açıverdi. Sanki belleğim. Bir kuş gibi. O kapıdan. Sanki bir yıldız geçitinden giriverdi. Ve geçmişe doğru. Süzülerek. Uçuverdi. uzanıverdi… Sonra. Uçtu. Uçtuu… Uçtuuuu. Ve…

Okumaya devam et

İkinci Dalga 1 – VUCA

 

Şimdi de. Bu çıktı karşımıza. Bu da başka bir salgın! Kulaktan ağıza. Ağızdan kulağa. Dolanan. Beyine pek uğramayan. İkinci dalga bir salgın. Hızlı yayılıyor. Tedavisi de zor! Aşısı bulunur mu. Bulunmaz mı bilemem. İlacı zaten yok. Gözle görülemeyen.. Elle Tutulamayan. Bir hastalık bu! “YN” salgını bu! Deniyor ki. “Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak!” Az buz bir ifade değil bu. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ise. “Her şey alt üst olacak”. Gibisinden bir deyiş bu!

Okumaya devam et

Salgın 3 – Vaka

 

Salgın nedir bilirim! Bir salgın nasıl başlar. Nasıl ilerler. Ve nasıl terkeder. Bilirim. Bir salgın olduğunda. İnsanlar nasıl davranır. Korkar mı? Kaçar mı? Saklanır mı? Nasıldır bilirim! Benim bildiğim salgın zamanında. Salgın, “seyirlik” bir şey değildi! Salgın görülmez. Salgın seyredilmez. Salgın. Konuşulup durulmazdı. Sadece yaşanırdı.. Olup biten. Bir salgın bile olsa. Yaşanırdı…Bu ne zamanlardı?

Okumaya devam et

Körlerin Binbir Hali

Biz insanlar. Bugünü yaşarız. Bugünün ve şimdinin olaylarını yaşarız. Mesela bir salgını yaşarız! Ama. Belki farkında olmasak da. Bugün ve şimdi. Yaşadığımız her şey. İstisnasız her şey. Mesela bir kaza. Bir başarı. Bir hastalık…! Dünden. Dün olanlardan gelir. Ve ayrıca. Bugün olan herşey. Yarını etkiler. Yarını oluşturur. Bugün yapılan her şey. Yarın karşımıza çıkar.

Okumaya devam et

Salgın 2 – Meydanlar

 

Evden çıktım. Sokağa adım attım. Bir sessizlik!. Yürümeye başladım. Bir tuhaflık!. Adım adım. İlerledim. Bir boşluk!… Etrafa bakındım. Kediler biraz şaşkın. Ne yapacaklarını bilmez bir şekilde. Dolanıyorlar… Kuşlar neşeli gibi. Çıplak dalların üzerinde. Ötüşüp duruyorlar. O daldan başka dala. Süzülüp duruyorlar… Köpekler ise. Onlar biraz kabadayılaşmışlar. Her zaman. kenardan kenardan. Tek tek. Yürürlerken. Baktım ki. Birkaçı biraraya gelmiş. Açıklıkta. Yolun ortasında. Uzun uzun havlıyorlar. Bilmem ki. Belki de sohbet ediyorlar. Belki de. Meydan bize kaldı diyor. Seviniyorlar… Meydan onların.. Ama yanılıyorlar!

Okumaya devam et

Salgın 1 – Apokaliptik

 

Alışmıştık. Adım adım alıştırılmıştık. Öylesine fazla şaşırdık da denemez. Doğal bir şeymiş gibi geldi. Neredeyse de bekliyor gibiydik. Belki de bu sebeple. Önceleri umursamadık. “Bu salgın da nedir? Bu virüs de nedir?” Dedik mi? Bence demedik. Son yirmi yıldır. Gelecek ile ilgili. O kadar çok. Karamsar filmler. Anlaşılmaz. Karanlık olaylar. Gizemli bir ifade ile söylersek de. “Apokaliptik” girişimler. Sanat diye sunuldu ki. Ve bu arada da. Bir o kadar da çok. Salgın filmi sürüldü ki piyasaya. Bunu da o filimlerden. Biri mi sandık ne! Belki. Hafiften. Bir oyunmuş gibi. Biz de sanki oyuncularmış gibi düşünmenin. Eşiğine kadar geldik sanırım. Oyun mu acaba? İşte onu bilemem! Aklımı da bulandırmak istemem! Ama..

Okumaya devam et