Üç Cumhuriyet

 

Bu Anadolu topraklarında. Hayatımda üç cumhuriyet tanıdım. Özü olan. Kökü olan üç cumhuriyet. Bunların ilki. Bir gazeteydi. Hergün. Kapının önüne. Biri kalın. Biri ince. İki gazete bırakılırdı. O zamanlar böyle derdim. Kalın ve ince. Çocuk yaştaydım. Okul öncesi çağda.. Gazeteleri alır. Babama verirdim. Babamın daha çok. Kalın olan gazeteyi okuduğunu hatırlarım. Sonradan farkettim ki. En çok da arka sayfalardaki spor haberlerini okurdu. Spor haberlerinde de “Güreş“i. “Güreş mi? O da ne?” deyip de geçmeyin..

Okumaya devam ediniz >>

Güreş sporu Milli duygu idi. Ve milli duygu bir gösteriş. Parayla ölçülen bir mal değil. Onur, gurur ve saygı idi. O zamanlar… Gelelim ince gazeteye.. İnce gazete. Daha az okunur. Ama hep alınırdı. İkinci gazete değişir. Ama o. Hiç değişmezdi. O birinci gazeteydi. Daha az okunsa da. Aileden biri gibiydi. Öyleydi. O cumhuriyet’ ti. İlk cumhuriyet. Benim duyduğum.

İkinci cumhuriyeti. İlkokula başlayınca tanıdım. Her pazartesi. Haftanın ilk günü. Derslere başlarken. İstiklal marşı okunurdu. Bir de. Cumartesi öğlenleri. Haftanın son dersi bittikten sonra. Hep birlikte.. Ama bana. İkinci cumhuriyeti esas öğreten. Her sabah okuduğumuz “And” oldu. “Türküm, doğruyum, çalışkanım,…” diye başlayan. Hep bir ağızdan söylenen. Sadece 37 sözcük. Öyle süslü püslü. Büyük laflar değil. Basit ve yalın. Ama herşeyi anlatan. Ve derin. O ilkokul yaşlarında. Sözcüklerin derinliğini. Tam kavramasam da. Duygularım yetti. Bir yerlere ait olduğumu. Hissetmeye. Bazı sorumluluklarıımın bulunduğunu. Hissetmeye.. Bu. Benim tanıdığım ikinci cumhuriyet oldu. Türkiye Cumhuriyeti.

Tanıdığım üçüncü cumhuriyet. Gençlik yıllarımdaydı. Şair politikacı Bülent Ecevit’ in. Önce. 12 mart darbesine. Tek başına. Karşı çıkışı. Ardından da. Tarihi kişilik. İsmet İnönü’ ye. Karşı duruşlarıyla. Poltikayı farkettim. Politika ile ilgilenip izlemem. Bu olaylarla başladı. Büyük çınar İnönü. Bizim ailede. Sevilir, sayılır ve konuşulurdu. Bir politikacının. İnönüye karşı duruşu. Sohbet konusu olmuştu. Dikkat çekmişti. Aile içinde. Ve işte o zaman. Üçüncü cumhuriyeti tanımaya başladım. Cumhuriyet Halk Partisini.

Ben üç cumhuriyet tanıdım. Sırasıyla. Cumhuriyet gazetesi. Türkiye Cumhuriyeti. Cumhuriyet Halk Partisi. Kendine Cumhuriyet diyen. Başka organizasyonlar yok mu bu ülkede? Var tabii ki! Ama hepsi. Boş ve anlamsız çabalar. Köksüz birer özenti. Geçelim onları.

Bu üç Cumhuriyetin köklerine inildiğinde. Aynı kaynaktan beslenmiş oldukları görülür. Bu kök kaynak Mustafa Kemal Atatürk’ tür. Her üç cumhuriyeti de var eden. Kuran, kurdurtan o’ dur. Mustafa Kemal Atatürk.. Bu üç kurum da. Bir kurtuluş üzerine kurulmuş. Karakterlerini ve kimliklerini de. Mustafa Kemalden almışlardır. Ne demiştir Mustafa Kemal: “ Benim karakterim Bağımsızlık ve Özgürlüktür “. Yani. Bu üç kurumun da karakteri, özünde, bu özellikleri taşır. Taşımalıdır. Bağımsız olma. Özgür olma özelliklerini. Tabii ki çok daha fazlası var. Ama. Bu ikisi herşeyi özetler. Kul değil de. İnsan olmak” için. Bağımsızlık ve Özgürlük. Belki buna. Bir de. Bilimsellik. Bilimin yol göstericiliği eklenebilir. Mustafa Kemal’ in tüm düşünce ve eylemlerinin. Ardındaki gücü görmek için.

Bu üç cumhuriyet. Tarihsel olarak da birbirleriyle bağlantılıdır.

Türkiye Cumhuriyetini. Kontrol altında tutmak isteyenler. Kullanışlı hale getirmek isteyenler. Partiyi ve gazeteyi etkilemek isteyeceklerdir. Onları yeniden tasarlamak. Güçlerini boşaltıp. Onları. Kullanılabilir hale getirmek. İsterler. Ama. Yine bilirler ki. Kısa yol. Bu üç kurumun kök kaynaklarını kurutmaktır. Yani Mustafa Kemal’i unutturmak.

Bu da. Hep denenmiştir. Ve deneniyor. Her fırsatta. Her yerde. Ama bir türlü de olmuyor. Önce. İftiralar ve yalanlar. Kaba saba çullanmalar. Olmuyor. Sonra. Etrafından dolanmalar. Yanındakilere vurmalar. Yine de olmuyor! Geriye. İnce kurnazlıklarla. Onu sahipleniyormuş gibi yapmak kalıyor. Sahtesinden tabii ki!. Ne yapılırsa yapılsın. Unutturulamıyor. Çünkü. Semboller yerle bir edilse de. Oradan oraya taşınsa da. İsimler. Kazınırcasına silinse de. Yüce fikirler ölmüyor. Yüce karakterler yıkılmıyor. Bu fikirler. Bu karakter. Gün geliyor. Yolunu şaşıran. Gazeteyi ve Partiyi. Aslına. Özüne döndürüyor.

Ve Mustafa Kemal. Üç Cumhuriyeti de besliyor. Koruyor. Hala.

Tek başına.

Yorum bırakın