Halı

/ Alıntı: Atatürk’ ten hiç yayınlanmamış anılar – Prof.Dr. Yurdakul Yurdakul /

Atatürk’ün Yaveri Muzaffer Kılıç anlatıyor;

Bir gün Atatürk’le beraber Abidinpaşa’dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus’a geçiyorduk.

O zamanlar Samanpazarı’nda bulunan üç beş dükkandan birisi Ali Efendi isimli kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllarının sonu olduğundan hiçbir yerde, hele Ankarada, böyle güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için, bu halı Atatürk’ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik.

Okumaya devam et

Dünyanın En İyisi

Sezar. İskender. Napolyon.. Ayağa kalkın. Büyüğünüz geliyor! ” İtalyan spiker. Duyuruya bu sözcüklerle başlar. Tarih. Onkasımbindokuzyüzotuzsekiz’ dir. Mustafa Kemalin naçiz vücudunun. Yani fiziksel varlığının. Son bulduğu gün. İtalya radyosu. Mustafa Kemal’ in. Vefatını duyurmaktadır. Tüm dünya gibi.

Okumaya devam et

Üç Cumhuriyet

 

Bu Anadolu topraklarında. Hayatımda üç cumhuriyet tanıdım. Özü olan. Kökü olan üç cumhuriyet. Bunların ilki. Bir gazeteydi. Hergün. Kapının önüne. Biri kalın. Biri ince. İki gazete bırakılırdı. O zamanlar böyle derdim. Kalın ve ince. Çocuk yaştaydım. Okul öncesi çağda.. Gazeteleri alır. Babama verirdim. Babamın daha çok. Kalın olan gazeteyi okuduğunu hatırlarım. Sonradan farkettim ki. En çok da arka sayfalardaki spor haberlerini okurdu. Spor haberlerinde de “Güreş“i. “Güreş mi? O da ne?” deyip de geçmeyin..

Okumaya devam et

Rana

 

Gözüme ilişti. Şaşırdım. Önümde yürüyordu. Uzak ara. Önce kır saçlarından farkettim. Dalgalı. Kısa kesilmiş. Erkek traşına yakın. İnce bir gölge gibiydi. Omuzun biri hafiften çökmüş. Ama hala dik yürüyordu. Hızlı değil. Eskisi kadar. Yavaş. Ama telaşlı. Tıpkı eskisi gibi. Bir günün içine. İki günü sığdırmak istermişçesine. Bir elinde bir torba. Ama diğer elinde bir ayna değil. Ya da bir cımbız. Bu neredeyse hiç olmadı. Ben bildim bileli. Yürüyordu. Hızlanıp. Yaklaştım biraz. Arkasından bakınca. Tıpkı oydu. İnanamadım. Sahiden o muydu?

Okumaya devam et

MKA 3 – Fen

 

 

Mustafa Kemal, 57 yıllık yaşamında. En çok ne yapmıştır diye sorulsa. Cevap bellidir. “ Kitap okumuştur“. Binlerce kitap. Yüzlerce Feylesof. Düşünür. Fransız devrimini hazırlayan Rousseau’ yu okumuştur mesela. Sosyoloji biliminin kurucusu  Comte‘ u. Modern felsefenin kurucusu Descartes‘ ı. Rousseau. Daha çocukken, “matematik” ve çizim dersleri almıştır. Müzik notaları ile matematik arasında ilişki kurmuştur. Comte. “Matematik ve fen” bilimleri eğitimi almış. Sosyoloji de, fiziğin ve matematiğin yöntemlerini kullanmıştır. Descartes. Aklımızı işletmek için “matematiği” kullanmalıyız demiş. “Geometrik” yöntemi metafiziğe uygulamıştır…. Bunlar öylesine seçilmiş örnekler. Ama. Üçü de düşünür. Üçü de matematikle düşünüyor. Ve üçü de çağ açmış. Ne olur, tesadüftür demeyin!

Okumaya devam et