Seçim Sonrası 2 : Toprak ağaca küser mi?

Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan, bozulmadan kalabilmen için bir okyanus  olmalısın”       Dostoyevski (1821 – 1881 . Rus roman yazarı)

Biraz da şaşırmıştık! Allah Allah deyip. “Bu seçimde neler oldu?” diye sormuş. Düşünmüştük…. Sonrasında. Konunun, sadece “boş tencere” olmadığını, sadece “terli hayvan” olamayacağını düşünüp!.. Esas konunun. “ Biz olmaktan uzaklaşmayıp. Yabani otlara özenmeyip”.  “Biz olmaya yaklaşmak” olduğu sonucuna varmıştık!”  Öyleydi değil mi?

Okumaya devam et

Gemide Panayır!

Gülmeyi çocuklar icat etti, bizler tüketiyoruz.  / Bir şair

Gemideyiz.

Herkes gülüyor. Hepsi, gürül gürül gülüyor. “Bizimyer”de gülmeyen yok! Hepsi aynıymış gibi gözükse de. Türlü türlü gülüyor her biri. Gözlerinden anlıyorum. Bazılarında gözler fırıl fırıl. Bir av peşinde. Pusuya yatmış gibi. Bazılarında gözler dangul dungul. Bir oraya bir buraya. Koşup durur. Saldırır gibi. Kimilerinde gözler mangır mangır.  Köşeyi dönmeye hazırlanıyor gibi. Bazılarında da melul melul. Sanki Bizimyere aşk ilanı yapar gibi… Kimileri de mırıl mırıl. Ayağınıza, aklınıza dolanıp. Bir şeyler kapmanın peşinde… Bir de tırıl tırıl gözler var. Tırtıklamanın eşiğinde! Ama hepsi gülüyor! Evet! İnsanlar sızlanırken. Tüm afişler gülüyor!…

Okumaya devam et

Çataldaki Kurtlar

“Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.” John Arbuthnot  (1667 – 1735) ( İskoç matematikçi, hekim ve yazar)

Sonuç olarak bir yolcuyuz. Bu yolculuğa. Kendi isteğimizle çıkmadık. Ama. Bir yoldayız. Hayat yolundayız… Bu yol düz bir yol değil. Çatalları var. Dikenleri var. Ve biz yolcular da. Dümdüz değiliz. Eğrilerimiz var. Doğrularımız var… Yolu bir şekilde görürsünüz. Eğer bir damla akıl varsa. Ama ya kendinizi! Bunu görür müsünüz acaba? İnanın bana. Bu hiç de kolay değil. İsterseniz. Sorun şimdi kendinize! Eğrimiyiz doğrumuyuz diye.. Bunu. Düşünerek bulamazsınız. Buna akıl da yetmez! Bunu bulabileceğiniz. Bunu anlayabileceğiniz. O da anlayabilirseniz eğer… Tek bir yer vardır. Sadece tek bir nokta!..

Okumaya devam et

Muhtar 2 – Askıda Mantık!

Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zira bu işin baharı var. Mevlana (1207 – 1273)(Fars tasavvufçu ve sufi bir mistik şair)

Hayat bu! Bir bakarız. Karşımıza yollar çıkar. Her bir yola gidemeyeceğimiz için. Birini seçeriz. Ve bu yolda ilerleriz. Sonra… Bir noktaya gelince. Bi bakarız. Yeniden karşımıza yollar çıkar. Ve yine biz. Yollardan birini seçip. Hayatımıza devam ederiz… Bu hep böyle sürer gider… Durum böyle olunca.. İnsanın aklına şu soru düşer: “Biz bu seçimleri. Neye dayanarak yapmalıyız?” diye…

Okumaya devam et

Seçim 11 – Cehalet kuşları

Ne kadar yüksekten uçarsak, uçamayanların gözünde o kadar küçülürüz” / Friedrich Nietzsche (1844 – 1900 / Alman filozof)

Görüyor musunuz? Kuşları görüyor musunuz?. Havada uçuşup durmaya başladılar…. Bunlar. Nietzsche’ nin. “Muhteşem Yırtıcı Kuşlar” ı değil.. Bunlar. “Şapkadan çıkan kuşlar”. Konu da “seçmek” ise . Sanırım ki.. Friedrich Nietzsche’ den söz etmenin tam da zamanı!…

Okumaya devam et

Seçim 3 – Paranın Foyası

Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır” – Seneca(MÖ.04 – MS.65)

Hayatın. Neredeyse her anı. Bir seçim yaparız. Her seçimin de. Sonuçları vardır. Kimileri. Sonuçları doğal akışına bırakır. Kabullenir. Kimileri ise. Farklı araçlarla. Kendi tercihlerini. Gerçekleştirmek için. Zorlama yoluna gider. Zorlama araçlarının başında ise. Para yani maddiyat gelir… Peki bu maddiyat denilen güç. Seçimlerimizi dayatmaya. Yeter mi?…

Okumaya devam et

Seçim 2 – Tutsak

Tutsak adamın bir tek efendisi vardır; Tutkulu adamın ise, çıkarlarına ulaşması için, kendisine yardım edenlerin sayısı kadar efendisi vardır.” La Bruyere (1649 – 1696)

Hayat yanından akıp geçerken. Sen durdun diye. Ve bekliyorsun diye. Başka bir hayat mı gelecek sanıyorsun! “Armut piş. Ağzıma düş!” Yok öyle bir şey! Hiç boşuna bekleme! Başka bir hayatın geleceği yok! Senin de. Başka bir hayata gideceğin yok! Hayat adına ne varsa. Hepsi burada. Hayat senin önünde. Hayat senin yanında. Sen de hayatın içindesin. Ne bekle! Ne de sürüklen! Yapacağın şu! Ya bir yol seç. Ya da bir yol aç. Ve ilerle!  

Okumaya devam et

Seçim 1 – Kapılar

“Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman, bilmem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!”

Mevlana (1207 – 1273)

Hayatı hayat yapan. Bazı temel gerçekler vardır. Hayatı yaşarken. Bizi sarıp sarmalayan bazı gerçekler. Bunlardan birisi de nedir bilir misiniz?…. Hadi şimdi. Hemen de söylemeyeyim! Daha duyduğunuz an. “Canım bunu zaten biliyoruz!” dersiniz muhtemelen.. Birisi de gelip. Bana bunu söylese. Ben de aynı tepkiyi verir… “Başka nasıl olacaktı ki!” diye düşünürdüm.  Çünkü. Hayatı öylesine karmaşıklaştırmışız. Hayatı hızlandırmayı. Öylesine marifet saymışız ki. Her gün yaşadığımız doğal ve yalın gerçekleri bile. Farketmekte zorlanıyoruz.

Okumaya devam et

Köle olun!

 

Seçim dendiğinde. Aklımıza ilk gelen şey. Belki de tek gelen şey. Siyasi seçimlerdir. Ama aslında. Hayatımız baştan aşağı. Bir seçimler yumağıdır. Seçimler yapıp dururuz. Ama bunun farkında bile olmayız. Mahalleden arkadaş seçeriz. Manavdan meyva seçeriz. Kiralamak için ev. Dinlemek için müzik seçeriz. Seyretmek için film. Okumak için kitap seçeriz. Otobüste, uçakta yer seçeriz. Okul seçeriz. Eş seçeriz, iş seçeriz. Seçmez miyiz? Say say bitmez. Ve bu seçimleri yeniden . Ve yeniden yapar dururuz. Seçimler yaptıkça da. Hayatımızın kendi kontrolümüz altında olduğunu düşünürüz. İşte bu da. Yanılgıların en büyüğüdür.. Bence!

Okumaya devam et