Soruyorum 2 – Terleyen Yıldız Gemisi

Bir çiftçi, bir ev aldığında daha zengin değil, daha fakir olur. Çünkü aslında, ev onu almıştır..

/ Henry David Thoreau (1817 – 1862)

Dünya kötü bir yer mi?” Bu soruyu sormuştum. Hala kendi kendime. Düşünüyorum!

İlk bakışta. Hele ki bu günlerde. Bence. Pek de iyi bir yer gibi görünmüyor. Yani şunu demek istiyorum. Dünya daha iyi bir yer olabilirdi… Zaten aslında. Öyle bir yermiş. Dünya iyi bir yermiş. Çook çok eski zamanlarda tabii… Dedelerimizin dedelerinin dedelerinin bile bilemediği zamanlarda.. Peki ne oldu da bu hallere düştük? Esas soru bu!

Okumaya devam et

Tarih 2 – Ateş Ruhu

“Tarih bilmiyorsan dün doğmuşsun demektir.

Dün doğmuşsan insanlar sana istediği hikayeyi anlatabilir.

Howard Zinn (1922 – 2010)

Biliyorsunuz. Ormana gittik. 100 kg’ lık. Kuru bir ağaç kütüğünü aldık. Yaktık. Elimizde 3 kg kül kaldı. Ve merak ettik! Sorduk! “Ağacın geri kalanı. 97 kg ağaç nereye gitti?” Yok mu oldu?… Basitçe soru bu! Tarih boyunca. Çok sayıda düşünür. Bu soruya cevap aramış. Ve inanırmısınız. Cevap bulduğunu düşünenlerin. Neredeyse hiçbiri de. Bu ağacın. Kalan 97 kg’ ının. Yok olduğunu düşünmemiş. Peki nereye gitmiş bu ağaç?…

Okumaya devam et

Çırpınış

 

 

Ekerbiçer babama sordu. Beni göstererek. “Bu oğlan senin mi?” “Evet , benim büyük numara “ dedi babam. Büyük numara dediği de. Daha altı yaşındaki ben… Arnavutköyde. Sahildeyiz. O zamanlar. Daha çay bahçesi. Daha bir iki çay masası bile yok sahilde! Sahilde sadece sahil var…. Ekerbiçer. Ki o. Türkiye liglerinin. Gelmiş geçmiş en uzun boylu futbolcusu idi. Babamın arkadaşı. Benim de  Mehmet amcam. Kolumdan tuttuğu gibi. Beni denize fırlattı. Havada uçtuğumu hatırlarım…

Okumaya devam et

Konser 2 : Tabiatın notası yok!

Benim takıldığım şu!… Sen bırak. Tabiatın sabah konserini! Görme. Tabiatın nasıl bir ahenk ile uyandığını. Böylesi bir ahengin içinde iken… Sen. Adam! Tuhaf görünümlü adam! Tüm bu seslere gözünü kulağını kapa. Tak kafana bir alet. Yürü yollarda. Olacak iş mi? Hayır! Olmayacak iş!

Okumaya devam et

Konser 1 : Kulaklıklı Adam

 

Uzaktan gördüm onu. Adam. Bir adam. Kıyıda yürüyüşe çıkmış. Yürüyor. Bu iyi. Hareket iyidir. Hele ki tabiatın kucağında olursa… Yaşı ortaları geçmiş ama. Adama. Yaşlı denemez.. Bu görünüyor. Fakat. Şortuna bakınca. Üstündeki tişorta. Yaşı ortaların çok altında. Çok çok! Hele ki. Bir de. Ayağındakilere. Eskitilmiş çoraplara. Sandaletimsi ayakkabılara. Başındaki. Eğreti takılmış şapkaya bakınca …. Sanırsın çocuk! Delikanlılığa yeni geçen… Olur mu olur! Adam dört mevsimi bir arada yaşamak istiyor. Yaşar mı yaşar! Kime ne!.. Zaten. Ben de bunlara takılmadım. Benim esas dikkatimi çeken…

Okumaya devam et