Japon. Kubbenin altında. Sırtüstü yatıyor. Japon da bir hareket yok! Büyülenmiş gibi kubbeye bakmaya. Sayıklamaya. Devam ediyor… O japon. O. Bir mühendis. Hesap kitap bilir. Acaba diyorum. O kubbenin derinliklerinde kaybolmuş. Bir hayal mi kuruyor. Yoksa. Kubbenin güzelliğine kapılıp. Bir pişmanlık mı duyuyor. ” Şu yılların çan eğrisine. Keşke kubbe eğrisi deseydik” diye mi düşünüyor…. Aslında. Benim de aklıma gelmedi değil. Denebilir.. Hiç kuşkusuz denirdi. Eğer ki…
>>devam ediniz
Eğer ki. Türk ve İslam dünyasında 8. ve 14. yüzyıllar arasında yetişen matematikçiler…. O dönemlerde yaşamış olanlar. Hârezmî, Câbir İbn Hayyân, Ebu Kâmil Şûcâ, el-Kerecî, Ömer Hayyâm ve niceleri gibi matematikçiler. Eğer ki. Sonraki yüzyıllarda. Bunların devamı gelebilseydi. Belki de o eğriye. Çan eğrisi denmeyecekti. Çan. Akla bile gelmeyecekti. Kubbe eğrisi denebilecekti.. Ama öyle olamamış…
Peki ne olmuş?
Çan şeklindeki. Normal dağılım. İlk olarak 1733’te Abraham de Moivre tarafından yayınlanan. Bir yazıda ortaya çıkartılmış. Ve ardından. …. Laplace, Legendre, Gauss,…. Derken. Çan eğrisi terimi. İlk kez. Fransız matematikçi. Esprit Jouffret tarafından 1875’te kullanılmış. Öyle de kalmış..
Gerçi. Kubbe eğrisi diyebilmek için. Matematiksel bir göz ile bakıldığında. Küçük bir sorun da yok değil!.. Kubbe çizgisinin altında kalan alanda… Eğer ki. Normal dağılıma uygun olması istenirse. Yaklaşık. Her iki yanda. Yüzde ikiden biraz fazla. Bir eksiklik olacak. Matematiği. Bilimi. Değiştiremeyeceğimize göre. Kubbelerin eteklerini. Dışarı doğru çekmek. Biraz daha yaygın yapmak gerekecek. Ayrıca profili de biraz değişecek. Yapılabilir mi? Yerli olmak adına. Bilimi hiçe sayıp. Matematiği biraz tırtıklayarak. “Olur” diyen çıkabilir. Ama. Birileri. Ne kadar. Olur dese de. Bir kişi var ki! İşte o! İtiraz eder. Eminim. Tüm gücüyle karşı çıkar… O. Mimar Sinan. Bunu asla kabul etmez. Söz sahibi o! Dahi Sinan.
Nasıl kabul etsin! Günümüzden beş yüzyıl önce. Beş koca asır önce. Muhteşem bir kubbeyi. Geniş bir alanın üzerine. Oturtma problemini. Matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı. Beşinci bir işlem yaratarak çözmüştür. Böyle söylenir. Kubbenin çapı 31.30 m. Ağırlığı 2000 ton… Bir hayal edin. Ya da gidin görün! Selimiyeyi. Anlarsınız o zaman… Günümüzde hala. Sinan’ın camilerine. Dikkatle bakan her akıl büyülenir!
İşte. Sinan’ ın camisine giren japonu. Sayıklatan da budur…. Japon. Büyülenir. Yatar kubbenin altına. Düşünür. Düşünür. Başlar sayıklamaya.. “Bu imkansız. Ben yılların mühendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal görüyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durması fizik ve matematik kurallarına aykırı. Bu mucize. Bu imkansız, orada hiçbir şey yok, orada hiçbir şey yok…” Halbuki var!
Orada “Sinan” var! Sinan’ın aklı. Sinan’ın bilgisi. Var.
İlahilerin yansıdığı. Duaların dolandığı. Ezanların iz bıraktığı. O kubbede.
O kubbeyi yaratan. Akıl var. Bilim var. Mimar Sinan var…
>> Devamı gelecek
Önceki Yazı: Matematik 4 – Çan
İzleyen yazı: Matematik 6 – Kelebek
Sevgili Haluk abi Matematik 4 yok mu ? Yoksa ben mi atladım bilemedim . Kalemine sağlık . Sevgiler.
BeğenBeğen
Selamlar,
galiba mat için numaralama hatası yapmışım. tekrar bakacağım / teşekkürler, sevgiler
BeğenBeğen