Benim gördüğüm. Hangi salgındı? O ne zamandı?
“16 nisan sabahı. Doktor Bernard Rieux muayenehanesinden çıkar. Ve sahanlığın ortasında ölü bir fare ile karşılaşır… O anda fazla önemsemeden. Hayvanı ayağıyla iter. Ve merdivenleri iner. Ancak sokağa geldiğinde…..”
Okumaya devam ediniz >>
“Vaka” lar böylece başlar.
Ben. İşte bu salgını gördüm. “Veba” salgınını!
Cezayir’ in bir yoksul kentinde. Albert Camus’ nün ifadesiyle. “.. gerçekten de sıradan …itiraf etmek gerekir, çirkin”. Bir kentte. Öyle ki. “Bu sakin görünümlü kenti… farklı kılan şeyin ne olduğunu ayırt etmek için biraz zaman gerekir”. dediği kentte. Camus’ nün. “Altı çizilmesi gereken, kentin ve yaşamın sıradan görünümüdür..” diye tasvir ettiği yerde. Oran’ da gördüm salgını.
Bir ilkbahar günü. Veba buraya uğradı…
Der ki Albert Camus. “O yılın ilkbaharında görülen… ciddi olaylar dizisinin ilk göstergeleri olan … olayları. Hiçbir biçimde kentlilerin düşünemeyeceğini. Herkes kolayca kabul edecektir.” Devam eder Camus. “Bu olaylar kimilerine iyice doğal gelecektir. Kimilerine de. Tersine. İnanılması güç..”
Doğal bir olay. Yani tabiattan gelen.. Ve de. İnanılması güç. Yani hiç mi hiç beklenmeyen bir olay…
Bugün de öyle. Bugünkü salgın da. Doğal ve inanılmaz. Tuhaf bir ikili değil mi? Hem doğal. Hem de inanılmaz. İşte “öngörüsüzlük” böyle bir şey olsa gerek! Ama bugün. Daha da fazlası var. Virüs salgınında. Bu iki seçeneğe. Bir ihtimal daha eklendi: “Komplo! İnsanlığa karşı bir komplo”. Düşünülüyor ki. Birileri yaptı bunu! Kim olduklarını da rahatlıkla tahmin edebiliyoruz da! Eğer yapıldı ise… Neden yaptılar bunu? Bunu da anlayabiliyoruz tabii! Eğer ki yapıldı ise…
İşte. O gün ile. Benim yaşadığım salgın dönemi ile. Bugün arasındaki. Esas fark bu! Bu fark. Komplonun olması ya da olmaması değil. Bunu birilerinin yapması ya da yapmaması da değil! Fark. Bunun düşünülüyor olması. Hem de neredeyse ilk akla gelen şey olması. Yani öngörüsüz bir aklın içine. Bir de. “kötülük” sindi…Ne yazık!
Hiç kuşku duymayın! Bu bir komplo değildiyse bile. Bu kurgulanıp da. Yapılmadıysa bile. Eğer ki bir kez düşünülmüş ise. Gün gelecek yapılacaktır. Bir kuraldır bu! “Çehov’un Silah”ı olarak isimlendirilen bir kural.
Ünlü Rus yazar Anton Çehov’un sıkça alıntısı yapılan, “bir duvarda asılı bir silah varsa mutlaka patlar” türünden bir sözü vardır. Çehov, Bir eserinde. “İlk bölümde duvarda asılı bir tüfek olduğunu söylüyorsanız, ikinci ya da üçüncü bölümde o tüfek patlamalıdır. Eğer patlamayacaksa o tüfek orada asılı olmamalıdır.” der.
Silah varsa. Patlayacaktır.
Düşünce varsa. Yapılacaktır. Yapılmadıysa bile…
Devamı gelecek >>
Önceki yazı: Salgın 3 – Vaka
İzleyen yazı: Salgın 5 –