“….. gençler, yaşlılar,…. Bu tür sınıflandırmalar beni her zaman dehşete düşürmüştür. Ben her çehrede insan olmanın özgünlüğünü görürüm sadece”. Susanna Tamaro (1957 doğumlu. İtalyan yazar)

Eskiler yeniler derken. Kuşaklara takılıp kaldık! Kuşaklar deyince de. Eski ile yeninin arasına sıkıştık. Hadi bu neyse!… Eski yeni muhabbeti! Her dönemde oluyor. Ama şimdilerde geleneksel eski yeni ayrımı yetmedi. Kuşaklar ince ince bölünüyor! Dilim dilim parçalanıyor!.. Neyin uğrunaysa?
Bilirsiniz. Son yıllarda öyle bir hale geldi ki. En sonunda kuşaklar harfleri tüketti. Konu bizim alfabeden diğer alfabelere sıçradı. İks, Ye, Ze derken. Şimdi Alfa, Beta,..olmaya başladı. Gamma da yoldadır! Bir de. Her konuda olduğu gibi. Bunların. Çok mu çok özel uzmanları da türeyiverdi.. Konuşup duruyorlar. Bir tür pazarlama. Sonuç olarak da bir ticaret bence. Ne işe yarıyorsa!.. Bana pek de bir şey söylemeyen. Bir kuşak dilimlemesi var ortalarda. Eski kafalıyım ya! Düşüncelerim de öyle. Düşünüyorum ki. Bu dilimleme. Kuşaklar arası sürekliliğe darbe indiriyor. Tecrübelerin aktarılmasına. Bilgilerin paylaşılmasına. Yetenek ve becerilerin korunmasına. Engel oluşturduğu. Ve hatta. Zamanın akışı içinde. Ayrıştırmalar yapıp. Sürekliliği bozan. Kutuplar oluşturduğu inancındayım. Ben bu dilimlemelerde. Bir insan özgünlüğü göremiyorum. Benim gördüğüm. En kibar bir ifade ile. Bir “kafesleme!”… Değişik ortamlardan geçerek. Akıp gitmekte olan bir ırmağın. Bazan daralan bazan genişleyen. Bazan hızlanıp sonra yavaşlayan. Bazan bir şelale gibi hırçınca dökülen. Bazan bir göl gibi sakinleşen. Bir ırmağın. Değişik yerlerine barajlar kurmak. Gibi geliyor bana. Bu nasıl bir iş? Bu nasıl bir meslek! … Meslek mi?
Bakın. Tam da bu noktada. Aklıma şu geliverdi. Benim uzun bir “gereksiz meslekler” listem var. Gereksiz! Gereksiz diyorsam da. Aslında bunlar gereksizden öte. En azından bir kısmı. “Zararlı” meslekler. Yani insana, insanlığa, dünyaya hiç bir faydası olmayan meslekler listesi… Zaman içinde. Özellikle de son kırk yılda şekillenen meslekler.
Ama şimdi durup dururken. Ortalığı karıştırıp. Bir çok insanı incitmeyeyim. Biliyorum ki bir çok çalışan. Bu söylediklerime kızacaklar. Kızmasınlar! Bu sözleri benim eski kafalılığıma versinler! Dünyada bu meslekleri yapan. Milyonlarca değerli insan vardır. Benim dediğim. İnsanların değersiz olması değil! İnsanlar değerli. Ama meslekler zararlı! Böylesi bir dünya halinde. Daha çok gözümüzün önünde olan meslekler de işte bunlar. Ya da bunları “icra” edenler! Tabii ki. Bu meslekleri zararlı yapan. Bu meslekte bulunan insanlar değil. Onlar bu meslekleri önlerinde hazır buldular. Hatta bunlara özendirildiler.
Bu meslekler de, kendiliğinden. Yani bir İhtiyaçtan. Doğal yollarla da ortaya çıkmadılar. Düşüncem bu! Birileri. O birileri işte. Her zamanki birileri. Önce gereksiz bir ihtiyacı yaratıp. Kurguladı bu meslekleri. Dünya hali zaten bir gösteriş panayırı! Sonra da… Diyelim ki. Olan oldu!.. Şimdi düşünün. Ben bu yepyeni, şatafatlı, gözümüzün içine içine giren bu “yeniymiş” meslekleri. Beğenmediğim için. Eski kafalı mı olacağım şimdi? Neyse! Bakın konu yine kaygan zemine girdi! En iyisi bu konuya hiç girmeyelim. Bu listeyi bir açıklasam. Kimbilir bana neler neler söylerler. Bir örnek olsun diye. Şimdilik şu kadarını söyleyebilirim belki. “Tüketimi teşvik eden her iş”. Bana göre. Önce gereksiz. Sonra da zararlıdır! Ama o soru var ya. O soru sorulursa. Dolaylı da olsa. Bu listeye de değinmek zorunda kalacağım! Her neyse….
Devamı gelecek >>
Önceki yazı : Eski Kafa 2 – Güvercin
İzleyen yazı : Eski Kafa 4 –