Önce taşları temizledim. Zor olmadı. Sonra da ayrık otlarını söktüm. Uzun sürdü. Fakat bitirdim. Ama. Bahçenin ortasındaki o iri kaya parçası var ya! Onu ne yapacağımı bilemiyorum. Zorladım. Kımıldatamadım bile. Gücüm yetmiyor. Birilerini mi çağırsam. Elbirliği ile kaldırırdık. Sonra da toprak getireceğim. Ekip biçmek için…Amacım bu. Ayrıca. Yaşlanmış ağaçları da budamam lazım. Ama. Çok yüksekler. Tek başıma yapamam. Bir alet bulmalıyım. Kimden? Nereden? Kısacası. Yardıma ihtiyacım var.
Bir organizasyonda yaşanan olaylar da bundan farklı değildir. Amaçlar yetenekleri aşar. Aşınca da. Birlikte çalışır insanlar. İşleri bölerler. Sonra da işbirliği yaparlar. Yani yardımlaşırlar. Ve bu sebepledir ki. Yöneticiler. Pek farketmezler ama. Özünde. Yardımlaşmayı sağlamalı. Yardımlaşmayı yönetmelidirler. Basitçe söylersek: En temelde. Organizasyonun ihtiyacı. İnsanların yardımlaşmasıdır. Bir amaç için. Yardımlaşmayı sağlayamıyorsan. Yarattığın sorunları çözer durursun. Yönetmezsin. Yorulursun.
Çoğu zaman organizasyonlar yardımlaşma değil yardımlaşmama üzerine kurulur. Adına da iç rekabet denir. Ve rekabetin daha iyi iş sonuçları getireceğine inanılır. Tabi ki bu bir yanılgıdır..
BeğenBeğen
Cok dogru tesbit.
BeğenBeğen