Parayla dalga geçin!

 

ucakpara

 

Evet, parasız yaşanmıyordu!

Simit almak için para gerektiğini daha çocukken anladı. Misket almak için. Bisküvit almak için. Şeker macunu, elma şekeri almak için de. Sinemaya, maça gitmek için. Defter kitap almak için. Para heryerdeydi. Hayatın her anını işgal etmişti. Hayat böyleydi.

Ama, ne zaman ki para kazanmaya başladı; Ne zaman ki, para kazanmak için çalışmaya başladı… İşte o an, başka birşeyi daha farketti.

Okumaya devam et ->

Farketti ki, paranın peşinden koştukça hayatı daralıyordu . Hayata tad veren herşey bir bir ondan uzaklaşıyordu. Hayat boşalıyordu. Hayat kaçıyordu. Hayat sahteleşiyordu. Parayı önemsedikçe hayatı ıskalıyordu.

Gün geldi, şunu da anladı. Para, yalnızca her anı işgal ediyor değildi! Adım adım esir alıyordu insanı. Kendine bağlıyordu. Leo Tolstoy ne demişti: “ para esaretin yeni şeklidir “. Tam da böyleydi.

Ama hepsi bu kadardı sanmayın. Paranın izinden gittikçe başka şeyler de farketti. Duyguları zayıflıyor, yüreği kabalaşıyordu. Vicdanı köreliyordu. Sanki gizli bir güç sinsi sinsi ruhunu boşaltıyordu. Bu dayanılmaz bir duyguydu. Dayanamadı da.

Parasız yaşamanın yollarını düşünmeye başladı. Ama olmuyordu! Hayat öyle bir kurulmuştu ki, parasız yaşanamıyordu. Öyle bir noktaya gelinmişti ki parasız hayat mümkün olamıyordu. Ne yaparsa yapsın, şöyle veya böyle paraya ihtiyaç oluyordu.

Ne yapmalıydı? Düşündü.

Parayı kullanmak zorundaydı. Ama para için çalışmayacaktı. Yani, para bir amaç olmayacaktı. Sadece bir araç. Tam da J.J.Rousseau‘ nun dediği gibi: “ …eldeki para özgürlük getirir; fakat, peşi kovalanan para, tam tersine insanı köle yapar “ Peki, ne yapacaktı? Parayı kullanacak, ama parayı önemsemeyecekti. Paranın önemsiz olduğunu, beynine ve kalbine yerleştirecekti. Alışkanlıklarını ve davranışlarını paranın çekiminden uzaklaştıracaktı. Ehlileştirecekti onları. Parayla arasını soğutacaktı. Peki bu nasıl olacaktı? Parayı önemsemiyerek. Evet, hayatına, parayı önemsemediğini hatırlatan ritüeller yerleştirmeliydi. Parayı küçümseyen ritüeller. Parayı aşağılayan. Onu hafife alan.

Sonunda , parayı yakma fikri geldi aklına. Sembolik olarak yani. Çok az az. Ve başladı. Olur olmaz zamanlarda para yakma seansları düzenledi kendi kendine. Yoksa tören mi demeliydim. Ya da ayin. Bazan ölçüyü kaçırıyordu. Çok aza bile ihtiyaç duyduğu günler oldu. Olmaz mı? Borç almak zorunda kaldı. Sonra giderek daha dikkatli oldu. Paraya muhtaç olma duygusu taşımamak için.

Rahatladı. İster inanın ister inanmayın. Rahatladı. Her yakışında, para onun gözünde biraz daha önemsizleşti. Hayatın başka amaçları uç vermeye başladı. Hayatı yeni anlamlar kazandı. Gelecek hayalleri yeniden şekillendi. Ve giderek, para, hayatını sürükleyen bir güç olmaktan uzaklaştı. Tercihlerinde bir ölçü olmaktan çıktı. Tabii ki para kazandı. Çabalarının bir sonucuydu bu. Ama, sadece bir sonuç. Kendiliğinden geliveren bir sonuç. Hedeflenmeyen. Sanki bir piyangodan çıkmış gibi. Hayat buna izin verdi.

Parayı küçümseyince, paraya karşı dikkatsizleşti. Zaman zaman para düşürdü. Çaldırdı. Ya da kaybetti. Peşinden koştu denemez. Çok da üzülmedi. Hep çabucak unuttu. Zaman zaman da kandırıldı sanırım. Bazan alışverişlerde, bazan da paylaşmalarda,… Evet kandırıldı! Sanıldı ki, hiç farketmedi. Farketti ama, altını hiç kurcalamadı, yürüdü gitti. Bunlar da bir çeşit yanık paraydı onun için. Çalanı da, aldatanı da beraberinde yakan. Parayı küçümseyen başka yollar aradı. Hayatın küçük anlarında parayı boşlamanın fırsatlarını çeşitledi. Gereğinden fazla bahşişler verdi mesela. Yardımlar yaptı. Yardım oldukları aklına bile gelmeden. Sık sık “üstü kalsın” lar yaptı. Üstü aslından fazla da olsa. Ve para terketti onun zihnini giderek. Düştü dilinden. Düşünmedi parayı. Konuşmadı. Duymadı. Sadece kullandı.

Tavsiye ederim. Arada bir para yakın. Ya da onu küçümsemenin bir başka yolunu bulun. Parayla dalga geçin mesela. Paradan küçük uçaklar yapın. Bırakın rüzgarın esintisine. Oyun olsun. Çocukken yaptığımız gibi. Rahatlatıyor. Hayat üzerindeki baskı kalkıyor. Binbir çeşit yeni geçitler açılıyor hayatın ötesine. Hayat temizleniyor. Sahicileşiyor. İlişkiler sahtelikten uzaklaşıyor. Bir düşünürün dediği gibi: “para ile insanın ilişkisi aynen şöyledir: insan paranın sahtesini yapar, para da insanın sahtesini..

Dalga geçin parayla! Arada bir deneyin. İyi gelecek.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s