Yabancı 18 – Kiraz Ağacı

Eğer su kaynağı, senin kendi ruhundan fışkırmazsa, susuzluğunu dindiremezsin.” / Wolfgang Van Goethe.(1749 – 1832 / Alman hezarfen, edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğa bilimci.)

Bana göre. Mutluluk, “kendini iyi hissetmektir” demiştim… Bu nedir? Bu nasıl anlaşılır? diye sormaya kalkarsanız eğer. Derim ki. Unut gitsin bu soruyu! Asla ve asla. Bunu anlamaya çalışma! Bu duyguyu sadece hisset ve yaşa. Bil ki.  Bunu anlamaya çalıştığın an. Düşünceler ortaya çıkar. Mantık çalışmaya başlar. Ve tüm duygular. Adım adım seni terkeder. Düşünmeye başlarsan eğer. Mantık ve akıl, iyi hissetme duygularının hepsini. Siler süpürür..

Okumaya devam et

Yabancı 6 – Eudaimonia

Mutluluk kendi ocağımızda yetişir, başkalarının bahçesinde değil.” Douglas W. Jerrold (1803 – 1857)  İngiliz oyun yazarı, gazeteci ve mizahçı

Hiç kuşku duymuyorum!.. Bu kadar yaşadıktan. Bu kadar gözlem yaptıktan. Bu kadar okuyup düşündükten sonra… Hele ki o kediyle de tanıştıktan sonra. Emin olun. Artık, hiç bir şüphem kalmadı! Gerçi, şüphe her zaman var olmalı. Ama, bu konuda daha bir kararlıyım. Sizler de. Günlük koşuşturmanın dışına çıkıp. Bir takım hedeflerin peşinden, ısrarla koşmaktan vazgeçip. Omuzlarınıza yüklenen işlerin ağırlıklarından kurtularak. Kendinizle başbaşa kalabilip. Kendi iç dünyanıza yolculuk yapabilirseniz eğer. Bu fırsatı bulabilirsiniz. Emin olun. Sizler de. Adım adım bunu farkedecek… Ve şaşırıp kalacaksınız!

Okumaya devam et

Yabancı 5 : Cahil Kediler

Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana ‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ diye sordular. Ben de onlara ‘Mutlu olmak istiyorum diye cevap verdim. Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, hayatı anlamadıklarını söyledim.” John Lennon (1940 – 1980 / İngiliz müzisyen ve aktivist)

Bir kedilere bakıyorum. Bir de insanlara. Bana sorarsanız. Kediler dünyası, insanlar dünyasından daha mutlu. “Yok artık! ” diye tepki verenler vardır muhakkak. “Kediler, mutluluktan ne anlar ki!” diye düşünenler de az değildir sanırım. O zaman bi soralım kendimize. “Mutluluk nedir” diye. İnsanlar zaten, yüzyıllardır düşünüp duruyorlar. Ciltlerce kitap yazıldı “mutlu olmak” üzerine. Üstüne üstlük yüzlerce “mutluluk koçları” türeyiverdi günümüz piyasasında! Ne işe yarıyor tüm bunlar? Bu kadar çabadan sonra. Şu mutluluk denilen şeyin tarifini bulabildiler mi?

Okumaya devam et

Normal 1 – Zamanın Kokusu

İnsanlar babalarından çok, zamanlarının çocuklarıdırMarc Bloch (1886 – 1944 / Fransız tarihçi)

Daha dört beş yaşlarımdaydım. Annem beni. Evin karşısındaki bostana gönderirdi. “Hadi git, Mustafa amcadan ayva al” derdi. Giderdim. Alırdım. Dönerdim… Annem, gazete kağıtlarına sarılmış ayvaları alır. Yanlış duymadınız. Evet gazete kağıdı. O zamanlar, daha her yerde kese kağıdı bile yoktu….  Annem, ayvalardan birini alır, mutfaktaki masanın üzerine koyar. Diğerlerini de. Tel dolaba yerleştirirdi. Teldolap mı? Evet öyle! Daha henüz buzdolabı da yoktu çünkü…Teldolabı. Gazete kağıdı paketi. Bostan ayvası… İşte  o günlerin normali buydu!… Bir de “mutluluk” vardı!

Okumaya devam et

Abede 4 – Piyongiller

Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan, beş dakika önce, uzun bacaklı bir ingiliz geçmiştir

/ Kızılderili atasözü

Sonsuz bir karanlığın içinde. Bir kum taneciğinin üzerine düşüvermiş. Ve bir hayata rastlayıvermişiz… Kıymetini bilsene insan kardeşim! Ne gezeer!.. André Gide’ in deyişi ile: “ Kendi kendinin mutluluğuna engel olma yolunda, insan fevkalade beceriklidir.” Gerçekten de. Olup bitenlere bakınca. Bazılarının işi sanki bu. Huzuru bozmak. Mutluluğu engellemek. Bazılarının hesabı kitabı bu. Nasıl kötülük yaparım hesabı. Nasıl karalarım planı. Gün geçmiyor ki. Yeni bir bomba patlamasın. İş bu! Mutluluğu bombalamak. Tabii ki bu konuda. Abede tek değil. Kötülük oyunları her yerde. Orada. Burada. Ve bizde de. Ama. En usta olanların başında. Hiç kuşkusuz. Abede giller geliyor!

Okumaya devam et

Pandemi 4 – Anahtar

Dünya mutsuz. Bunu anlamak için. Virüs’e gerek yoktu. Ama şimdi. Bir de Corona Virüs’ümüz var! Ve bu virüs. Biraz daha fazla mutsuz yaptı insanları. Ve insanlığı… Ancak. Biraz farklı düşünmeye cesaret edersek. Bu virüs belki de. Tek tek insanlar için olmasa bile. Ama. “İnsanlık” için. Mutlu olmanın yolunu açabilir. Mutluluğun anahtarını. Veriyor olabilir. Kimbilir!

Okumaya devam et

Ayar Bozuldu

 

Dünyanın ayarı kaçtı. Bu ne zamandır böyledir bilemiyorum. Ama açıkça görünüyor. Dünyanın ayarı kaçtı. Koyu bir karanlık ortasında , anlamsız bir şekilde duran mavi bilyanın fiziksel bir özelliğinden söz etmiyorum. İklim değişikliklerinden.. Ya da dünyamızın ekseninin kaymasından filan.. Ayar derken. Bu küçücük bilyanın üzerindekilerden. Onlardan söz ediyorum. Kendini bir şey sanıp da. Aslında bir hiçlik olduğunu farkedemeyenlerden. Yani insanlardan. Ayarı kim kaçırdı sanıyorduk?

Okumaya devam et

Mektep 8 – Anılar Müzesi

 

 

Mektepte. O koku araladı mutlu olmanın kapısını. Mandalina kokusu. Evet. Mandalinayı severim. Ama şimdi. Düşünüyorum da.. Mandalina bir bahaneydi. Bir vesile. Herhangi başka bir şey de olabilirdi. Sonunda çocuktuk. Bize bir sebep lazımdı. Mutlu olmak için. Ve elbet o sebep bir şekilde gelecekti. Ya da biz bir sebep yaratacaktık. Çocukluk böyle bir şey. Çocukluğum. Mutluluğumun anavatanı.

Okumaya devam et