Yaprak 2 – Düşecek!

“Az anlamak, ters anlamaktan iyidir” Anatole France ( Fransız yazar. 1844 – 1924)

Ben yaprağa takıntılıyım! Belki de. Tabiatı sevdiğimden. Çimen deyip. Ot böcek deyip. Yaprak deyip geçemem! Bir şekilde oynaşırım onlarla. Sizler de. Yaprak deyip geçmeyin!. O küçücük. Ve sevimli tabiat parçası. Yani bir yaprak. Bizlere. Neler neler anlatır . Sadece hayatın geçici olduğunu değil. Varolmanın boşu boşuna olmayıp. Bir anlam taşıdığını. Yokolmanın da. Bir son değil. Yeni bir başlangıç olduğunu gösterir bize. Ama. Yaprağı ciddiye alıp. Biraz daha dikkatle düşünürsek. Bir şeyi daha farkederiz.. Hem de çok önemli bir şeyi! Nedir o derseniz? Bunu zaten biliyorsunuz!.. Ama belki. Bildiğinizi bilmiyorsunuz!

Okumaya devam et

Salgın 2 – Meydanlar

 

Evden çıktım. Sokağa adım attım. Bir sessizlik!. Yürümeye başladım. Bir tuhaflık!. Adım adım. İlerledim. Bir boşluk!… Etrafa bakındım. Kediler biraz şaşkın. Ne yapacaklarını bilmez bir şekilde. Dolanıyorlar… Kuşlar neşeli gibi. Çıplak dalların üzerinde. Ötüşüp duruyorlar. O daldan başka dala. Süzülüp duruyorlar… Köpekler ise. Onlar biraz kabadayılaşmışlar. Her zaman. kenardan kenardan. Tek tek. Yürürlerken. Baktım ki. Birkaçı biraraya gelmiş. Açıklıkta. Yolun ortasında. Uzun uzun havlıyorlar. Bilmem ki. Belki de sohbet ediyorlar. Belki de. Meydan bize kaldı diyor. Seviniyorlar… Meydan onların.. Ama yanılıyorlar!

Okumaya devam et

Çukur 5 – Çatlama

abçkr

Siz. Evet siz! Bir çatırtı. Bir çatlama sesi duyuyor musunuz? Duymadınız galiba… Bir zamandır var. Nasıl duymazsınız? Ses çukurdan geldi… Düzlükteyseniz eğer. Düzlüktekiler. Çukurdakileri. Hem duyar. Duymalıdır! Hem de görür. Görmelidir! Duymamak ve görmemek. Ne mümkün!

Okumaya devam et

Kutu 1 – Dört duvar

Karanlığa uyandı. O sesle. Paatt!!

“Pat!” diye bir ses. Ne kadar da zor! Bir sesi harflerle yazabilmek. “Paattt!” Tok bir ses. Ve sessizlik. Kimse ne olduğunu anlamadı. Kanatlanıverdiler, saçaklardaki kuşlar. Bazı camlar açıldı. Kafalar uzandı etraf binalardan. Sağa sola baktılar. Şaşkın şaşkın. Ama bir şey anlayamadılar. Göremediler. Sadece bir ses. “ Paattt!!”. Hepsi bukadar! Başlar içeri çekildi. Birer birer. Pencereler tekrar kapandı. Herkes işine döndü. Sanki. Hiç birşey olmamış gibi. Hiçbirşey! Ama. Bir tek o güvenlik görevlisi. O dönemedi işine. Donakalmıştı. Binanın önünde.

Okumaya devam et