Yabancı 16 – Misafir

“Bazen akışına bırakmak gerekir; yaprakları, suyu, mevsimleri, olayları, insanları; Ve bekleyip görmek gerekir sonuçları.” / Şems-I Tebrizi (1185 – 1248) / İranlı mutasavvıf. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin sohbet şeyhi.

Pascal demiş ki: “İnsanları tanıdıkça, köpeğimi daha çok seviyorum”. Evet, böyle demiş! Ama tabii ki. Bunu, tüm insanlar için söylememiştir. Kendi deneyimleriyle. İnsanlık halinin yarattığı bir izlenimi yansıtmıştır sanırım. Yoksa. Dünyada, sadece kötüler olsaydı. Hiç iyiler olmasaydı. Bir tesadüfle hayata giren. Doğanın hatası sayılacak. O tek tük antik iyiler. Ne yaparlardı acaba! Ormana kaçar. Doğaya sığınırlardı herhalde. Bu durumda zaten. “Dünyada nasıl yaşanır?” diye bir soruyu da sormaya gerek kalmazdı….

Okumaya devam et

Yaprak 5 – Kedi

“İnsan için, öğretmenin doğa, kitabın insanlık ve okulun yaşam olduğu bir gün gelecek mi?” Halil Cibran  (1883 – 1931 / Lübnan asıllı amerikalı Ressam, şair, filozof)

Demiştim ki arkadaşıma… Şimdi bir an için düşün. Tersten düşün. Mesela. Görme duyumuz olmasaydı. İnsanlar. Görmek ile ilgili bir duyunun varlığını bilmeseydi. Acaba nasıl bir dünya kurardık ? Acaba. Geriye kalan. Dört duyu ile evreni nasıl algılardık?.. Evet tam da bu şekilde sormuştum..  Sormuştum ama. Aslında bu bir cevaptı… Bu neyin cevabıydı?

Okumaya devam et

Salgın 6 – Papaz

Salgın ile birlikte. Aklıma düşüveren. O an’ın. Lise yıllarımdaki o an’ın. İki sembolü vardır. Biri Albert Camus’ nün “Veba” eseri. Diğeri de. Felsefe öğretmenim “Pierre Dubois”. Asla unutamayacağım. Her anımsadığımda. Saygıyla andığım. Sevgili öğretmenim…

Okumaya devam et