Normal 1 – Zamanın Kokusu

İnsanlar babalarından çok, zamanlarının çocuklarıdırMarc Bloch (1886 – 1944 / Fransız tarihçi)

Daha dört beş yaşlarımdaydım. Annem beni. Evin karşısındaki bostana gönderirdi. “Hadi git, Mustafa amcadan ayva al” derdi. Giderdim. Alırdım. Dönerdim… Annem, gazete kağıtlarına sarılmış ayvaları alır. Yanlış duymadınız. Evet gazete kağıdı. O zamanlar, daha her yerde kese kağıdı bile yoktu….  Annem, ayvalardan birini alır, mutfaktaki masanın üzerine koyar. Diğerlerini de. Tel dolaba yerleştirirdi. Teldolap mı? Evet öyle! Daha henüz buzdolabı da yoktu çünkü…Teldolabı. Gazete kağıdı paketi. Bostan ayvası… İşte  o günlerin normali buydu!… Bir de “mutluluk” vardı!

Okumaya devam et

Eski Kafa 2 – Güvercin

Eski başkadır, eskimiş başkadır. Nice eskiler var ki hiç eskimez. Namık Kemal ( 1840 – 1888 / Tanzimat aydını yazar, gazeteci, şair )

Dedim ya, dost sohbetlerinde, zaman zaman konu açılıyor. Ve ben de. Derme çatma görünen ve eğreti duran. Ama sahiciliğini her dem koruyan. O özlemlerimden. Kenarından kıyısından söz açıyorum. O zaman da, bana dönüp. “Nostaljik” diyorlar. Yani. Geçmişe aşırı bir özlem duyuyorsun, demeye getiriyorlar. Bu da beni düşündürüyor tabii ki!

Okumaya devam et

Çeşme

Toprak arsaya. Dört taş koyar. Iki kale yapar. Başlardık top oynamaya. Çim yok. Direkler yok. Ağlar yok. Yer çizgileri yok. Zaten tüm bunlara. Gerek de yok. Az biraz seyirci var. Mahalle arkadaşları. O an için oyun dışında kalanlar. Ama sonradan. Oyuna girecek olanlar… Bazan da. Seyirci diye. Civar evlerden. Pencereye çıkıp bakanlar.. Komşular.

Okumaya devam et