Matematik 1 – Ye eşit üç iks

Yıllar önceydi. O günkü adıyla. “İktisat” dersindeydik. Hocamız. Bilim dünyası ve iş dünyasında. Bilinen ve değer verilen biriydi. İktisat ile ilgili. Çok şeyler öğrendik ondan. Bizler. Lisede fen bölümlerini bitirmiş. Üniversitede mühendislik eğitimi görüyorduk. Hocamız. Arz ve talep ile ilgili bir konuyu anlatırken. Ağzından “Fonksiyon” kavramı çıktı… Keşke çıkmasaydı!

Okumaya devam ediniz>>

Ekonomik kavramlar ile ilgili. Tam hatırlamıyorum ama. y=3x gibisinden basit bir fonksiyon yazdı. Sonra da başladı onu anlatmaya. Uzuun uzuun… Konuştu. Uzuun uzuuun anlattı. Sonra da çook uğraştı. Ama o basit mi basit. y=3x fonksiyonunu. Tahtada bir türlü çizemedi… Şaşırmıştım. Bu benim gibiler için. Orta okul birinci ya da ikinci sınıfta kalan bir bilgi idi… Bu durum. Hacanın iktisat bilmediği anlamına gelmiyordu tabii ki. Hocamız gerçekten değerli bir ekonomist idi. Ama işte. Hocanın bilmediği. Basitçe “matematik” idi.

Son günlerde. Ekranlarda verilmekte olan. Salgın ile ilgili. O üzücü sayıları gördükçe. Bir de o sayıları anlatmaya çalışanların çabalarını gördükçe… Aklıma bu anı geldi…

Ekranlarda izliyoruz. Süslü çizimler var. Renk renk. Şekil şekil. Çoğunda. Dikey bir doğru. Yatay bir doğru. Birbirlerine dik olarak yerleştirilmiş. 90 derece demeli miyim! Şimdi bir de bunu uzun uzun anlatmaya çalışırlar. “Bakın burada bir çizgi var ya. İşte o çizgi yatmış olabilirdi. Ama yatmamış. Dimdik duruyor. Bakın tam yukarı gidiyor…. Yani,..” ,“İşte bu 90. Yani 91 değil! 89 da değil. Tam 90…” deyiverirler. Sakın üstüne gidip de. “Peki neden 90?” diye sormalı mıyım? 90 ı, “metre” de sanabilirler mi acaba? Belki de “kilo”! İş uzar tabii. 90 ı anlatmak için. Önce “derece”yi anlatmak gerekir. Dereceyi de. “Isı” derecesi sanmamalı. Bunun için ise 360 ı bilmeli. Tabii şimdi bir de. “90 derece” ne diye sorulursa. Bunu açıklamak için de. Bu bir “açı” dır dersiniz. Bu sefer de. Açı yı anlatmak gerekir…. Bu böyle uzar gider.

Anlıyorum. Sıkılmaya başladınız. Ama. Matematik böyle bir şey! “Boş laf, hoş laf” değil. “Bakkal hesabı” yapmaya da benzemiyor… Zaten gördüğüm sayıları. Bana tekrar etmeye. Ne gerek var? Sen bana. Bu sayılar ne diyor? Onu anlat!

Konu matematik ise. Oksijen “derin”lerde. Hayat orada! Sayılar orada yaşar. Yüzeyde kalırsan eğer. Sözlerle boğar! Sözlerle boğulursun!… Ama yine de. Çok sıkıldıysanız. Terkedin bu satırları. Red Kit okuyun! Ben öyle yapardım. Matematiği aşamadığımda….

Devamı gelecek >>

İzleyen yazı : Matematik 2 – Kartezyen

Matematik 1 – Ye eşit üç iks” üzerine 2 yorum

  1. Sevgili Haluk, bu yazını da büyük bir keyifle okudum. Ben de, üç tane veriyi analiz edip anlamlı bir yorum yapamayan profesörleri şaşkınlıkla izliyorum!
    Bu arada, Arz/Talep eğrisini çizemeyen iktisatçıyı da pek merak ettim.
    Tuncay Selçuk

    Beğen

  2. Sevgili Tuncay, Bizim iktisat hocalarımız eski kuşaktandı. Benim bildiklerimin hepsi rahmetli oldu.
    Bu iktisatçılar. İktisat bilimini, disiplinlerarası özellikleri ağır basan sosyal bir bilim olarak görürlerdi.
    Bu sebeple, o gün şaşırsam da. Sonradan düşününce pek de yadırgamadım. Sevgiler

    Beğen

Yorum bırakın